eylülden bu yana, ortaokulda çalıştığımı daha önce yazmıştım. 4 yıl rehberlik ve araştırma merkezi'nde görev yaptıktan sonra, yeniden okula dönmek farklı geldi. her gün yüzümü güldüren ve içime işleyen pek çok an yaşıyor ve anı biriktiriyorum.
aklımda kalanlardan bir kaçını paylaşmak istiyorum sizlerle:
*ilk günlerde, koridorlarda dolaşırken ve henüz sınıflara girip öğrencilerle tanışmamışken, yanıma gelirdi her gün çocuklar "abla, siz öğretmen misiniz?" diye sorarlardı. ben de kendimi tanıtırdım.
bir gün yine sorduklarında, benim "evet" cevabımın üstüne "ama çok güzelsiniz" tepkisi geldi bir çocuktan:) sanırım öğretmenlerle ilgili olumsuz deneyimleri vardı:)
*sonra sınıflara girip etkinlikler yapmaya başladım. istisnasız her sınıfta "aydilge'ye benzetilme serüvenim" başladı. hemen hemen her gün koridorda durdurup söylüyorlar hala.
* bir gün zemin kattaki bir boş sınıfta annelere yönelik bir çalışma için hazırlık yaparken bir baktım ki, bahçedeki çocuklar cama yapışmış beni izliyorlar. biraz sohbet ettik, zil çaldı sonra, "hadi bakalım sınıfınıza" dedim. hemen el cevap geldi "öğretmenim çok güzelsiniz, ayrılamıyoruz camdan" :)
*bir başka gün bir görüşme sırasında ingilizce dersi üzerine konuşurken bir çocukla "hangi öğretmen geliyor dersinize?" diye sordum. çocuk "nis ateş" dedi. "anlamadım, kim?" dedim. "adını tam anlamıyorum, mis de olabilir" dedi.
o an jeton düştü bende, ortaokuldaki almanca öğretmenimizin ismini "frau" sanan çok yakın arkadaşım geldi aklıma:)
*tabii, hep sempatik yaşantılar olmuyor ne yazık ki...
yakın zamanda bedensel engelli bir öğrenci ile bireysel görüşme yaparken "öğretmenim siz hep farklılıkların öneminden ve güzelliğinden söz ediyorsunuz. ama benimki hiç güzel bir farklılık değil, çok zor." dediğinde boğazımın düğümlenmesi mesela...