Pazartesi, Ağustos 30, 2010

gürültü ile başım dertte...


gürültüden ciddi anlamda rahatsız olan biriyim ben.

düşünme, algılama, karar verme becerilerimi ziyadesiyle sekteye uğratır bulunduğum ortamın gürültüsü.

farz-ı misal; televizyonun olduğu ortamlarda reklamlar başladığı an.

anında -artık refleksiv bir şekilde- sesi kısarım, kısmayan insana da şaşarım. zira, bence kısılmazsa, insan ne karşısındakini duyup anlayabilir ne de kendi kendine bir başka uğraşla meşgul olabilir.

bir başka örnek de, mağazalardaki insana kendini diskoda hissettiren yüksek müzik sesi.

alışveriş başlı başına zorlu ve yorucu iken (hadi müşteriyi geçtim, hele de çalışanlar için) işi daha da yorucu hale getirmek niye?

3 yorum:

  1. gürültüyle yaşamayı öğrenebilmek en güzeli galiba kaçış yok çünkü

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevgili mine,
      haklısın, maalesef kaçış yok!

      Sil
  2. sevgili A.Y.,
    bence de taşınılır yani!
    off evet, bi de o var! beni bile rahatsız eden müzik sesi, o evin içindekileri nasıl rahatsız etmez ki!?

    YanıtlaSil