biraz buhranlı da olsa, nihayet bir gecede son 200 sayfasını okuyup bitirebildim!
orhan pamuk romanlarını yıllardan beri pek severim esasen; ama, her nedense bu kitabını okumakta zorlandım biraz..
anlatım, ayrıntılar, karakterleri ince ince işlemesi, çözümlemeler oldukça başarılı yine; ama zaman zaman sıkıldığımı söylemeden edemeyeceğim.. -özellikle başlarda, füsun'un kayboluşundan onu yeniden buluşuna kadar geçen zamanın rutinliği sırasında-
kitapta, en sevdiğim şeyse, hikayenin zamanının geçmişte kalan 40-50 yıl öncesi dönemler oluşu.. (bilirsiniz; geçmişe özlem duyan romantiklerdenim ben:) bkz: altın çağ sanrısı)
bir de "sonuna kadar gitmek" mevzuunun bunca vurgulanması çok hoşuma gitmedi. eski türk filmi havası katmış biraz.. gerçi, "konjonktür" diye bir şey var sonuçta.. bekaret, muhakkak ki, şu ankinden çok daha önemli bir şeydi o dönemler...
ve bittabi, müze fikri çok güzel! müzeciliğin bunca zayıf olduğu ülkemiz için de güzel bir adım..
en kısa zamanda, arayı fazla açmadan, müzeyi gezmek var elbette planlarımda;)
var mı gezeniniz bu arada???
http://www.masumiyetmuzesi.org/W3/?sRefresh=True
Ezgicicim okumadım ve merak ettiklerimden bu kitap,tanıtım için teşekkürler:)
YanıtlaSilBir de o yazıyı alabilirsin tabiki de
sevgiyle...
sevgili Bahar,
Sildediğim gibi, zaman zaman zorlayıcı olabiliyor, ama dönemsel romanları seviyorsan hoşuna gidecektir..
yazıyı aldım, teşekkürler ;)
Hatırlamıyorum ama belki siz de bu kitap ve müze ile ilgili yazdığım yayınlarda yorum yapmışsınızdır ,çünkü ben kitabın da müzenin de hayranıyım:)
YanıtlaSilHatta müzeyi 2 kez gezdim yakında da tekrar gezeceğim, bitmeyen bir haz veriyor her gezişim.
Kitaba gelirsek ikinci kez okuyabileceğim hatta ara ara karıştırdığım bir kitap, bu takıntılı, sanrılı bir aşkın bu kadar derinlemesine incelenmesi ve okuyucuya aktarılmasına hayran kalmıştım. Bu arada ben bu tür kitapları seven biriyim ama çoğu insan kitaptan sıkıldığını vurguluyor;)
Müzeyi mutlaka gezin derim ayrıca müze kitabı Şeylerin Masumiyeti'ni de yeni bitirdim,Yalnız müze için değil, eski İstanbul'u merak edenler için de başucu mahiyetinde bir kitap.
Sevgilerimle...
sevgili BAYKUŞ GÖZÜYLE,
Siltakıntılı aşk hikayelerini severim esasen.. sevmek zamanı, maria puder gibi..
ama, dediğim gibi, bunda ben de zaman zaman zorlandım..
aslında bir tek füsun'un kayıp olduğu dönem sıkıldım; ama o da 150 sayfa kadar sürüyordu;)
müzeyi gezmeyi muhakkak istiyorum! gerçekten ilginç olacağını düşünüyorum! hatta bir an önce müzeyi gezebilmek için, okumama da hız kazandırdım açıkçası:) arayı çok açmadan, önümüzdeki hafta sonu fırsat bulurum umarım..
Ezgicim ilk defa seninle farklı olduğumuz bir nokta var, ben orhan pamuk u sevmem. Bu kitap ile ilgili de bir çok kişiden benze yorumları duymuştum
YanıtlaSilsevgili Lulu,
Silşaşırdım ben de:)
sessiz ev ve kara kitap en sevdiklerimdir benim. onları da sevmemiş miydin?
Ben de Orhan Pamuk sevmeme rağmen bu kitapta özellikle ortalarda çok sıkıldım. Ana karakterin Türk aile yapısına hiç uymayacak şekilde sürekli Füsun'un evinde zaman geçirmesi ve evden eşyalar toplaması çok abartılarak anlatılmış, taamen gerçek dışı geldi bana bir süre sonra...Özellikle ev halkının bu durumu çook geç farketmesi hiç inandırıcı değildi.
YanıtlaSilYine de güzel duygular yaşattı tabi kitap!
Sevgiler
sevgili Derya,
Silaynen..
yer yer sıksa da güzel bir aşk romanı..
evet başta ben de garipsedim kemal'in bu kadar sık akşam yemeğine gidişini; ama normalleşti sonradan, okudukça..