bugün kitapçıda "psikoloji" bölümündeki kitaplara göz gezdiriyordum..
ilk fark ettiğim, ne kadar çok tıp kökenli uzmanın -psikiyatristin- "psikoloji" kitabı (psikopatoloji falan değil yani) yazıyor oluşu idi... bu beni şaşırttı ve endişelendirdi..
daha sonra fark ettiğim şey ise, endişemin düzeyini epey artırdı:
bulunduğum kitabevi nt tarzı cemaat yönelimli bir yer olmamasına rağmen, kitapların çoğu timaş yayınlarından çıkmıştı. kitapları elime alıp incelediğimde ise, içlerinde kuran-ı kerim'den alıntılar gördüm! evet elimdeki kitap bir roman, deneme vs değildi. bilimsel olduğunu iddia eden kitaplardı...
bilmem size nasıl gelir, ama, bana bilimsel bir kitap olma iddiası ile piyasa çıkan kitaplarda, profesörlerin, psikiyatristlerin, yazdıklarını dine dayandırması hiç doğru gelmedi. daha çok ticari geldi..
*** raflarda psikoloji ile alakası olmayan, ne uzmanlığı olduğu belli olmayan insanın kaleme aldığı şişirilmiş mutluluklar, özgüvenler vaad eden kitaplara değinmiyorum bile.. mesleğimizin kanayan en büyük yaralarından birinin de bu olduğu biliniyordur zira... ***
Bahsettiğiniz kitapların yazarlarından birisi Mustafa Ulusoy ise, önyargılı olmayın derim ben.
YanıtlaSilsevgili Adsız,
YanıtlaSildün incelediğim kitaplar arasında kendisi yoktu, bildiğim bir yazar değil.
yazdığı romanlarda istediği konulardan bahsedebilir elbette; ama bilimsel kitaplarda ya da terapilerinde din mevzu bahis oluyorsa, istemsiz biçimde önyargılı olurum ona da...
artık heryer/herşey cemaat yönelimli, şaşmamak gerek...
YanıtlaSilben de geçtiğimiz ay kurumumuzun (isim vermek doğru olmaz)hizmet içi eğitimlerinden birindeydim. eğitimcilerin seçtikleri örneklerden, kullandıkları üsluptan ait oldukları siyasi çevreyi anlamak son derece kolaydı.
sevgili zeze,
Silhaklısın...
her yere bulaştı din ve siyaset...