ilk defa, geçtiğimiz ay, arkadaşımın tiyatroya davet etmesiyle haberdar oldum ali ile ramazan'dan...
oyunu izlemeden önce kitabı okuyayım istedim; ama olmadı.
oyunu izledim önce.
değişikti, oyuncular iyiydi; ama ne bileyim, o kadar da etkilenmemiştim.
değişikti, oyuncular iyiydi; ama ne bileyim, o kadar da etkilenmemiştim.
sonra dün gece başladım kitabı okumaya... bugün de bitirdim... son 50 sayfasında ağlaya ağlaya...
tamam; kitaplarda, filmlerde ağlamaya alışkın bir insanım ama; ne zamandır bir şey okurken izlerken böylesine içim ezilmemişti...
en fenası da, kurgu değildi okuduklarım... gerçekti...
tıpkı kitabın arkasında yazdığı gibi:
"toplumun ittiği, itelediği iki genç erkek...
yoksulluk ve istanbul onları tüketirken, kendine gazetelerin üçüncü sayfasından başka gidecek yer bulamayan derin bir aşk!...
ali ile ramazan
kısa ama acı yaşadılar
ve sonuna kadar gerçekti yaşadıkları"
biliyorum ki, her allahın günü benzer hadiseler oluyor ve yine biliyorum ki hepimiz suçluyuz....
hep söylüyorum "en temizlerimiz bile kirli aslında" diye... ve "tüm yoksulların sebebi yoksul olmayanlar" diye...
velhasıl, hepimiz mesuluz...
ve, ramazan'ın güzel sözleriyle bitirmek istiyorum:
"kullanma o kelimeyi.
ibne mibne değiliz oğlum.
sevgiliyiz biz.
tamam mı; aşık olduk işte."
E ben de edineyim o halde bu kitabı :)
YanıtlaSilsevgili Büşra Bayram,
Silmüthiş bir edebiyat lezzeti yok kitapta, ama akıp giden bir anlatım var ve de etkileyici bir hikaye...
ama gerçekten çok çok acı...
yazarı seviyom da bunu okumadım.
YanıtlaSilama istanbulda ne oyunlar var yaaa.
oda ve adam arapsaçı testosteron bissürü.
:)
sevgili deeptone,
Siloyundan çok kitabı öneririm.
dediğin gibi çok fazla iyi oyun var istanbul'da.
testosteron'u izlemiştim; http://pinkket.blogspot.com/2011/12/testosteron-oyun-atolyesi.html
ikinci kat, krek, kumbaracı 50'yi takip etmeli!!!
yaa çok merak ettim ama ben...
YanıtlaSilsevgili zeze,
Silsert epey, ama bir bak istersen.