yıllardır hayatımda sadece okul/ iş olmamıştı. bu, biraz çağımızın gereği biraz da kendi hevesimdendi.
ne de olsa modern çağ, çok yönlü insan istiyordu; pek çok şeyden anlayan, güncel olan ne varsa haberdar olan, kendini sürekli geliştiren...
ben de öğrenme aşkıyla yanıp tutuşan bir insanım, biraz da maymun iştahlıyım ve pek çok farklı şeye heves edebiliyorum.
bir yandan da mesleğim tetikledi biraz. bizim alan öyle bir alan ki çünkü; lisans düzeyinde kalamazsın, mezun olduktan sonra da sürekli eğitimleri takip etmelisin, seminerlere katılmalısın, bağlantılar kurmalısın...
bu sene ise kendimi biraz daha geri çekip dinlenmeye karar vermiştim esasen. ama bu ara "ezgi bir şeyler yap" dürtüsü sık sık ziyaret etmeye başladı beni. sanırım zamanıdır yine yeni bir şeylere başlamanın.
aklımda üç şey var bile aslında:
1.akordeon (çello ile birlikte sesini en çok sevdiğim enstrüman, ne de olsa kanımda balkanlar var! hem müzik aleti olarak sadece gitar denemişliğim var lisedeyken, cık yetmez:))
2.seramik (sanatta el atmadığımız bir o kaldıydı çünkü, haa bir de resmi on numara beş yıldız hallettiydim geçtiğimiz senelerde,sergiler falan:))
3.işaret dilini öğrenmek (hem mesleki katkı hem insani bir gelişim)
şimdi bunları biraz araştırıp değerlendirmek var sırada...
mesleki gelişime gelince, dün hayran olduğum neslihan zabcı'yı dinledim kültür üniversitesi'nde. yine yeniden karşıya taşınmayı ve maltepe klinik psikolojide yüksek lisansı zorlamayı düşündüm ondan ders alabilmek için! ne harikulade bir kadın o...
mantar gibi türeyen psikoloğumsuları eleştirdi konuşmasında, çok kısa. mesleğimizde bizleri en çok rahatsız eden şeylerden biri kontrolsüzlük sanırım. herkes çıkıp bir şeyler anlatıyor televizyonlarda, seminerlerde, ofislerinde... bilimsel olmasa da alandan olmayan halk bunu ayırt edemiyor ve çok yanlış bilgilendirilebiliyorlar maalesef...
@@@
bu aralar eskilerden dinlediğim şarkıları paylaşmak istiyorum sizlerle. hani dinledikçe huzur veren...
Ezgi seninle hakikatte çok ortak noktamız var, benim de bu sene yapmayı istediğim şeylerden biri işaret dili öğrenmek, dediğin gibi hem mesleki hem de insaniyet namına. Ayrıca, paylaştığın apocalyticayı çok dinlerdim bir zamanlar ders çalışırken. Eskilere gittim
YanıtlaSilsevgili Lulu,
Sil"yok artık" diyorum:)
apocalyptia ne kadar dinlendirici değil mi, çok özlemişim...
heves kuşu seni :)
YanıtlaSilşaka bu yana, işten başka şeylere de zaman ayırabilenlere oldum olsaı hayran kaldım ve kalacağım da sanırım. sen de bu kişilerden nirisin elbette :)
ben ise işten sonra direk eve gelme hayali kurabiliyorum, ötesi yok bende. dolayısıyla da hafta içimiz son derece monoton geçmekte.
ne diyim nazar değmesin, enerjine sağlık!
sevgili zeze,
Sil:) aynen öyleyim.
haklısın insana zor gelebiliyor, işte gün boyu tüm enerjiyi harcadıktan sonra kendini eve atıp rahatlayası geliyor insanın.
ama yaşam öyle yapmak istediklerimle dolu ki, heveslerim yorgunluğuma baskın geliyor sanırım:)
teşekkür ederim, eskisi gibi enerjik değilim aslında, ama; en azından hafta sonu bir gün bir şeyle ilgilenmeye çalışıyorum.