kitabı hızla okuyup bitirdim. kolay ve keyifle okunan bir kitap.
çok sevdiğim alper canıgüz'ü anımsattı bana.
edebiyatçılar ne diyor bilmiyorum; ama son yıllarda, yeni bir tarz gelişti sanırım; daha çağa uygun ve samimi.
bizden hikayeler, 90'larda çocuk olup yeni yeni yetişkin olan kuşağa hitap eden...
pek çok altını çizdiğim cümle var; yerinde tespitler ve estetik anlatıların olduğu. ve fakat sadece ilk iki sayfadan bir kuple paylaşmakla yetineceğim.
gerisini kendiniz okuyunuz, seveceksiniz:)
onun dışında, malum haftasonu...
cumadan başladı bizimki.
çok yakın arkadaşlarımız geldi cuma akşamı.
hava soğuktu, kapalıydı, sorduk kendimize "gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?"
cevap olarak, sıcak şarap yaptık ve tatil hayalleri kurduk.
geceyi "yazık yaşanmış sayacaklar/ aşksız, şarapsız geçmiş bir ömrü" dizeleriyle kapattık.
güzel bir şarkıyla bitirmek istiyorum yazımı. ve fakat, bitirmeden önce, şarkının hikayesini anlatmak istiyorum.
atanamayanlar'da geçen bir grup olarak moody blues'u merak edip bir yere not etmiştim dün. sonra bugün, beşiktaş'ta kaset bistro'ya yılbaşı programlarını sordum ve can gox'u ayarlamaya çalıştıklarını söylediler. "o kimdi ya?" dedim, "kaybedenler kulübü'ndeki" dediler, "haa dedim, my woman'ı söyleyen adam".
sonra eve geldim, canım çekti, "my woman'ı dinleyim youtube'tan" dedim, ve yanda öneri olarak çıkan şarkı ahanda buydu!
Merhaba blogunuzu yeni keşfettim ve takibe aldım ben de bloguma beklerim sevgiler :)
YanıtlaSilmakyajtavsiyem.blogspot.com.tr
sevgili Makyaj Tavsiyem,
Silteşekkürler.