yılın ilk gününün akşamında, evde uzanıp yılbaşının yorgunluğunu atmaya çalışırken televizyonda denk geldi "bi küçük eylül meselesi". artık daha da bir hızlı eskiyor filmler. çok film çekiliyor, çoğu da tutmuyor ve tez biçimde televizyonda gösteriliyor. daha 8 ay önce vizyona girmişti...
türk filmlerini hep severim. baktım farah zeynep abdullah oynuyor; kendisi çok başarılı bulduğum ve fiziksel olarak da çok beğendiğim bir oyuncu. "hadi izleyelim" dedim. filmin ortalarında iyice sıkılsam da sonuna kadar izledim, ama, ne yazık ki hiç beğenmedim. bir kere, o son ana kadar gizem yaratma çabası içimi daralttı. "eeeehh, ne olduysa anlatın artık" diye geçirdim içimden sık sık. küçük bir hikaye sündürüle sündürüle biraz içeriksizce film yapılmış nihayetinde. başroldeki farah zeynep abdullah da sözde çirkin(!) adam engin akyürek de bozcaada'nın o sıcacık görüntüleri de yetmedi filmi sevmeme...
dün ise evdeydim tek başıma. bayılıyorum böyle hesapsızca plansızca çıkan tatillere! öyle çok da ihtiyacım varmış ki! neler yaptım neler... mutfağımla ilgilendim, yemekler yaptım, puding yaptım, evi toparladım, çamaşır, ütü, yeni düzenlemeler yaptım, ne zamandır zaman ayıramadığım bir sürü blogu okudum ve yılın ilk kitabına başlayıp bitirdim.
hep çok merak etmeme rağmen ilk defa simone de beauvoir okudum.
moskova'da yanlış anlama, güzel bir kısa roman/ anlatı. 1966-67 arasında kaleme alıp 1968'de basılmasını planlamış s.d.beauvoir ama; 1992'de basılmış kitap. bildiğim kadarıyla ülkemizde 2013'te yayınlandı ilk kez.
yaşlılık psikolojisi dikkatimi çekiyor son zamanlarda... belki kendim yavaştan orta yaşa yaklaştığımdan, belki annemin yaşlandığını ayan beyan görmekten, belki dedemin durumuna üzülmekten...
biraz da o nedenle epey severek okudum kitabı.
yaşlı bir çiftin moskova'da kızlarını ziyaret için 1 ay kalışlarını ve oradaki içsel süreçlerini anlatıyor. hem insana, ilişkilere hem de dönemin sscb'ne dair tespitlerle dolu kitap.
yaşlı bir çiftin moskova'da kızlarını ziyaret için 1 ay kalışlarını ve oradaki içsel süreçlerini anlatıyor. hem insana, ilişkilere hem de dönemin sscb'ne dair tespitlerle dolu kitap.
bu ara rusya'ya gitme isteğim yoğun, o nedenle de iyi denk geldi kitap. rusya aslında taa ne zamandır, vize kalktığından beri aklımda. hatta bu orta avrupa gezisi zamanı plana rusya ile başlamıştık da, nasıl olduysa evrilmişti plan. neyse ki 3 ay sonra finlandiya'ya gideceğim ve umuyorum ki rusya'ya geçme fırsatım da olacak!
bi küçük eylül meselesi'ni aynı senin gibi yılbaşı ertesi televizyonda izledim ben de. ve kelimesi kelimesine aynı cümleleri kurdum film bitince. hüngür hüngür ağladım diyen insanlar vardı diye hatırlıyorum vizyona girdiği dönemde.
YanıtlaSilneyse ki filmi sevmeyen tek kişi değilim iyice kendimi ruhsuz biri gibi nitelendirecektim:))
sevgili elif.,
Silantiklişe timi:) olarak özgün olmayan ürünleri sevemiyoruz galiba!
Sinemada izleyip yüreğim daraldı bitse de gitsem diyenlerdendim :)
Silsevgili maya,
Silgerçekten daraltıcıydı!!
farah zeynep abdullah'ı ben de beğeniyorum, film vizyona girdiğimde fragmanı ilgimi çekmişti ama bir türlü fırsat bulamamıştım gitmeye. tv'de izlemeye çalıştım ama gerçekten izlemek için büyük mücadele sarf ettim. filmin sonunda elimde kalan tek şey çok sevdiğim ve özlediğim bozcaada sokaklarını bir daha görmek oldu. zorlama bi film olmuş bence
YanıtlaSilsevgili kağıt faresi,
Silkesinlikle!
sevilen oyuncuların ve mekanın güzelliğinin hatırına izleniyor sadece.. yoksa epey zayıf bir film.
hımmm filmi izlemedim. ama bak bu yazar çok çok iyi ya. okudum bi iki kitabını. genç kızlık idi galiba birinin adı. bi bakıyim :)
YanıtlaSilsevgili deeptone,
Sils. d. bevouir çok değerli ve cesur bir düşünür ve yazar!
filmi izlemesen de olur:)