ocak ayının son filmi bana masal anlatma oldu.
leyla ile mecnun'dan tanıdığımız burak saral'ın yönetmen koltuğunda oturduğu; başrollerini ise behzat ç'den tanıdığımız fatih artman ile güneşi beklerken'den tanıdığımız hande doğandemir'in paylaştığı filmde bkm ekibinden, leyla ile mecnun ekibinden pek çok sevdiğim yüz ve gökçe bahadır ile sadi celil cengiz de var.
eksiklerinin yanısıra, eğlenceli ve bittiğinde insanda hoş duygular bırakan güzel bir film olduğunu söyleyebilirim.
kitaplara gelince moskova'da yanlış anlama'dan sonra yalnızca bir kitap okudum. talat parman- ergenlik ya da merhaba hüzün.
talat parman, uzun zamandır methini duyduğum, ancak, henüz yakın zamanda tanıma fırsatı bulabildiğim bir psikanalist. bir süredir istanbul psikanaliz derneği'nin psikanalizle tanışma seminerleri'ne katılıyorum. orada konuşmacı olduğu haftalarda kendisini dinlemek gerçek bir keyif.
bir süredir takip ettiğim ergenlik dönemindeki danışanımda zorlandığım noktalarla ilgili bir kitap ararken bir arkadaşımın önerisiyle aldım ergenlik ya da merhaba hüzün'ü.
konuşmaları gibi keyifle giden bir kitap. her ne kadar psikanalitik literatür bana hala ağır gelse de, zaman zaman geri dönmem gerekse de severek okudum.
başta meslektaşlarım olmak üzere, insana ve psikanalitik düşünceye ilgi duyan herkese tavsiye edebilirim. kitabın neredeyse tamamının altını çizsem de; en etkilendiğim paragraflardan bir kuple paylaşabileceğim sizlerle;)
"bana masal anlatma" yı ben de çok merak etmiştim yaa...
YanıtlaSilsevgili zeze,
Silhoş bir film, keyifle izleniyor. bir de ben bir filmden çok şey beklemeyi bıraktım artık galiba;)