yaş aldıkça, alışkanlıklarıma ve rutine daha bağlı birine dönüştüğümü gözlemliyorum.
bu durumu ilk, geçtiğimiz yaz, arkadaş grubumuzla güney tatilimizi planlarken fark etmiştim. herkes tatili uzatma çabasındayken, ben bir an önce yeniden evimde olma çabasındaydım...
sonra hafta sonları çıkılan kısa seyahatlerde gözüme çarpmaya başladı. sanki aylarca gelmeyecekmişimcesine, buzdolabını tüketme çabasına girmeler, yıkanmamış çamaşır bırakmama gayreti...
ve en son da bu sıralar...
haftaya bugün finlandiya'da olacağım. 9-10 günlük bir iş gezisi...
valizimi hazırlamaya başladım bugün. ama valiz hazırlarken o eski zamanlardaki heyecana sahip olmadığımı düşündüm. "keşke 5-6 gün olsaydı" diye düşünürken yakaladım kendimi sonra... derdim, ben yokken ev (düzen) nasıl gidecek... kontrol edemeyeceğim diye yaşadığım kaygı yani... ne boktan bir "yetişkin" davranışı edindim ben böyle...
bu bana da sık sık oluyor. sanırım şunu kabul etmek gerek. bazı insanlar gezmeyi ve "yolda olmayı" daha çok seviyor, bundan zevk alıyor. bazı insanlar da, ki onlara ben de dahilim, ev kedisi gibi evde takılıp, film izleyip, müzik dinleyip, bir şeyler yazarak ya da okuyarak vakit geçirmekten keyif alıyor. bizi mutlu eden de bu sanırım. ve bence bunun yaş ile ilgisi yok. tamamen alışkanlıklar ve karakter meselesi...
YanıtlaSilsevgili meçhul yazar,
Silgaliba ben arada kalmışım:)
evdeyken aklım dışarıda, dışarıdayken evde :)
Yetişkin dünyasına hoş geldin.. :)
YanıtlaSilgençlik ruhunu diri tutmak mümkün ama.. :)
sevgili Şahin Shirin Erdem,
Silahhh evet büyüdümmm:)
kabul etmeliyim :)
gençlik kayıyordu elimizden ve bakakalıyorduk ardından :(
YanıtlaSilsevgili zeze,
Silahh deme öyle!!!