peri gazozu
esasen uzun zamandır elimdeydi, bitmesi nisana tekabül etti. her biri 3-5 sayfaya sığdırılan 31 yazıdan oluşuyor kitap. bu bakımdan, çantada taşıyıp ara ara çıkarıp okunması pratik ve bu nedenle aylara yayıldı tüm yazıları okumam...
ercan kesal'ın hekimliğinin ilk yıllarında küçük anadolu kasabalarında yaşadığı olaylar ve bunlara dair duyguları; yani anılarından oluşuyor yazılar. hepsi de kasaba ve anadolu özelinde yurdumuz ve dünyaya dair sıkıntı ve acıları içeriyor. yokluk, cehalet, çaresizlik... okudukça üzüntünün yanı sıra, öfke ve isyan doldu içim...
altını çizdiğim pek çok cümleden sizler için bir kuple:
filmse, üzülerek söylüyorum ki, bu ay hiç izlemedim.
ve fakat, sanırım gerçekten de fırsat yaratamazdım.
zira finlandiya gezisi, izmir seyahatim, taşınma hazırlıkları, yaz tatili planlaması derken epey bir koşuşturma ile geçti nisan ayı...
Nisan ayı benim için de kitap ve film açısından verimsiz geçti.
YanıtlaSilPeri Gazozu'nu 'nihayet' okumuşsun. Kitabı okuyun demeli misin?
sevgili Semih,
Silbazen oluyor öyle...
"kitabı okuyun" kesinlikle.
canınız acısa da gerekli yüzleşmeler bence...