kursun
üçüncü günü (01.04.2015 çarşamba)
kursumuzun
üçüncü gününde esa bizi sabah yine otelden alıyor ve bugün istikamet joensuun lyseon peruskoulu. burası temel eğitimin ikinci kademesi
(ortaokul) düzeyinde bir okul ve 7.sınıf-9.sınıf düzeyinde eğitim alan 400
öğrencisi var.
bu okulda
bizimle okul müdürü ilgileniyor. önce okulu geziyoruz.
* öğretmenler odası -tıpkı diğer okullardaki gibi- son derece konforlu. sallanan sandalye, mutfak ve rahat koltuklardan oluşuyor.
* burada
öğreniyoruz ki, finlandiya'da üniversitelerde öğretmen asistanlığı diye de bir
bölüm var. ve buradan mezun olanlar okullarda öğretmenlere destek olmak üzere
istihdam edilebiliyorlar.
* bu okulun müdürü özel eğitim öğretmeni. daha önceki yazılarımda da yazdığım gibi, okul müdürlerinin yetkileri çok fazla ve okullar biraz da onlara göre şekilleniyor. sanıyorum bu nedenle bu okul özel eğitim uygulamaları ile öne çıkıyor. okulda özel gereksinimli öğrencilerin eğitim gördüğü 4 adet sınıf var. (special classes ya da small classes)
* buna ek olarak "normal special class" dedikleri bir uygulama var. bizdeki destek eğitim odası mantığına benziyor biraz. normalde kendi sınıflarında eğitim gören öğrenciler, ihtiyaç duydukları derslerde bu sınıflarda ek eğitim alabiliyor.
* özel eğitim sınıflarında öğretmen ve asistan bir arada görev yapıyor. normal sınıfta eğitim gören özel eğitim ihtiyaçlı çocuğun yanında da ona destek için özel eğitim öğretmeni bulunabiliyor. aslında her şey ihtiyaca göre belirleniyor.
* okullarda
özel eğitim uygulamalarının nasıl olacağına, okul karar verebiliyor (müdür
öğretmenler ile toplantı yaparak kararlar alıyor). yani bizdeki gibi
standart-tek tip uygulamalar yok. okullar özerk. ve yaptıkları farklı yararlı
uygulamalar ile öne çıkmaya çalışıyorlar.
* üstün zekalılar için okullarda, sınıflarda ne tür uygulamalar olduğunu sorduğumuzda özel bir uygulamalarının olmadığını öğreniyoruz. "biz sadece kimse geride kalmasın derdindeyiz. geride kalanları yukarı çekmeye çalışıyoruz." diye cevap alıyoruz. sanıyorum zaten yeteneklerine göre ilerleme imkanları olduğu için daha da ayrıcalıklı bir şey yapmaya gerek kalmıyor. mesela bu okulda da yeteneklere göre müzik, ingilizce ve spor sınıfları var.
* okul
müdürü ile sohbet ederken ülkedeki özel eğitim uygulamaları ile ilgili bilgiler
alıyoruz. ağır düzeyde farklı gelişen çocuklar için ailelerinden ayrı
kalabilecekleri (sosyal hizmetler gibi) ve bakılabilecekleri kurumlar mevcut.
* bu okula haftada iki defa sosyal çalışmacı, bir defa da doktor geliyor. okulda bulunduğu gün tarama ya da hasta çocuk varsa ilgilenme işini yapıyor. aynı doktor bölgedeki 5 okula bakıyormuş ve her gün bir okulda görev yapıyormuş. doktorlar özel sektörde iyi kazandıklarından çok fazla okulda çalışmayı tercih etmiyorlarmış.
* yine bu sohbet sırasında, hepimizin ağzını açık bırakan bir bilgi öğreniyoruz. tüm finlandiya'da tüm sağlık hizmetleri ücretsizmiş! sosyal devlet olmanın en temel göstergesi, vatandaşların ücretsiz sağlık hizmeti alabilmesi olmalı sanırım... bu noktada, aslında çok vergi ödendiğini ve bu nedenle aslında hiçbir şeyin de ücretsiz olmamış olduğunu söylüyor okul müdürü:) herkes maaşının %20'sini vergi olarak veriyormuş.
* okul danışmanı ile de tanışıyoruz. daha önceki okullardaki gibi, ruhsal/ psikolojik durumlarla ilgilenmediğini, sadece eğitsel ve mesleki rehberlik yaptığını öğreniyoruz.
okulu gezip
öğle yemeğimizi yedikten sonra, bir toplantı odasında eğitim sistemi hakkında
sohbete devam ediyoruz okul müdürü ile ve bu sohbette öğrendiklerimiz de şu
şekilde:
* okullar
haziran temmuz ve ağustosun yarısında tatil. ayrıca okul döneminde de noel
haricinde bir haftalık tatil daha var. sömestrları/ dönemleri düzenlemek yine
belediyenin yetkisinde.
* tatil döneminde öğretmen maaşı değişmiyor. temmuzda bir maaş ikramiye alınıyor.
* özel eğitim öğretmenleri -bizdeki gibi- çok az daha fazla maaş alıyor.
* okullar açılmadan önce 3 günlük hazırlık dönemi var (bizdeki seminer dönemi gibi).
* okul müdürü mottosunun "mutlu öğretmen=mutlu çocuk" olduğunu ve öğretmenlerin tükenmişlik yaşamasının önüne geçmek için motivasyon artırmaya yönelik etkinlikler düzenlediğini dile getiriyor. (spor faaliyetleri, dağ evi...)
bu okulla vedalaşıp, biraz kırsal, dağlık bir alandaki bir okula ziyarete gidiyoruz.
burası 22
öğrencisi olan temel eğitim düzeyinde (ilkokul+ortaokul) bir okul. okulun devam
etmesi için mevcudu en az 15 olmalıymış.
bu okulda
beni en çok etkileyen şey ise şu oldu:
bir köy
okulu düşünün. sadece 22 öğrencisi var. ama bu okulun bile piyanosu, diğer
müzik aletleri ve spor salonu var... (söylemeyi
unutmuş olabilirim. her okulda vardı piyano, stüdyo ve enstrümanlar ve tabi ki
spor salonları).
bu okul hakkında da bilgi aldıktan sonra biraz da eğlenmek için koli milli parkı'na gittik.
burası prelinen gölü'nü
panoromik olarak izleyebileceğiniz dağlık bir alan.
teleferik
ile de güzel bir tur yapabiliyorsunuz.
biz nisan ayında karda pek bir eğlendik:)
akşam
otelde dans gecesi vardı. oldukça yoğun katılımlı orta yaş ve üstü çiftler
çalınan farklı tür müziklerde dans ettiler. her birinin modern dansları böyle
güzel yapabiliyor oluşu da eğitim sistemlerinin bir başarısıydı sanırım...
bizde kaçımız dans etmeyi biliyoruz sahi? hadi modern dans olmasın, kendi
folklörümüzün oyunlarını kaçımız biliyoruz? okullarımızda öğretilemez mi
oysa...
dans etmeyi bilmediğimiz için bir süre izleyip, bunca gündür zaman ayıramadığımız sauna/fin hamamını denemeye karar verdik. fince bir kelime olan sauna dünyanın her yerinde bu haliyle kullanılıyormuş. finliler pek önemsiyor saunayı. hemen hemen her evde varmış. çok sağlıklı olduğuna inandıklarından oldukça sık kullanılıyormuş ailece. otelimizde de vardı. gerçekten rahatlamak ve dinlenmek için birebir olduğunu söyleyebilirim! saunadan yenilenmiş hissederek çıktım adeta;)
devam edecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder