demiştim 4- 5 ay önce.
neden böyle bir cümle sarf ettiğimi merak edenler için anlatayım. olay şöyle gelişti:
mart ayında annem taşınıyordu ve o haftasonu kendisine yardım için izmir'e gelmiştim. pazar günü taşınıldı ve o gece orda kalındı. pazartesi akşam da dönücektim. ama bende bir rahatlık, bir çay daha içeyim havası.
(telaşlı bi yanım olmasına rağmen, bazen de şaşırtıcı derecede rahat bi tipe dönüşebiliyorum; işte bunu ben de hiç anlamıyorum.)
derken, ben kendimi -yine- izmir'den ayrılmaya hazır hissedip evden çıkancaya ve havaalanına ulaşıncaya kadar, check-in'i kaçırmış ve bu nedenle 30 dk sonra havalanacak olan uçağım orada dururken binememiştim. havaalanında ağlamış, bağırmış ve -söylerken utansam da- daha da ileri gidip valizimi tekmelemiştim! tahmin ettiğiniz gibi, hiçbiri bir işe yaramamıştı...
o günden sonra, birşeyler oldu bana. uçakla seyahati oldukça seven ben, resmen soğudum ve otobüsü tercih eder oldum. ve işte o zaman, başlıktaki cümle dökülüverdi dilimden.
hakikatten de, o sözün üzerine, 4 gidiş ve de 3 dönüş olmak üzere toplamda 7 defa istanbul-izmir ve izmir-istanbul yolu yapmama rağmen hiç uçak kullanmadım.
amma velakin, 3 gün sonra sözümü bozacağım; zira cumartesi sabah sarajevo'ya biletim var!
*bu kısmı yazıp yazmamakta kararsızım; zira, blogumu spiritüelleştirmek istemem. ama paylaşmak istiyorum:
aslında yukarıda anlattığım anı'mda ilginç bir yan daha var. pazar gecesi rüyamda uçağı kaçırdığımı görmüştüm.
ilk kez uyunan evde görülen rüyalar gerçek olur.
:) ben de telaşlı ve aceleci bir insanım ama bazen öyle bir rehavet çöküyor ki hiiiç bir şey umrumda olmuyor
YanıtlaSilama hem suçlu hem güçlü olmak başka bir şey tabii : )
hayırlı uçuşlar güzel bir yolculuktan sonra alışırsınız
teşekkürler;)
YanıtlaSil