bir anda oldu... datça'daydık.
küçücükken annemlerle gezdiğim zamanların hatıraları canlandı zihnimde. genceciklerdi, her şeyi çocuklarıyla beraberce deneyimliyorlardı. ne güzeldi...
sonra düşündüm; biz hızlı yaşıyorduk ve pek fark etmesek de yaşlanıyorduk... hayatı dopdolu yaşamaya çalışırken, eğer birgün çocuğumuz olacaksa, o dünyaya geldiğinde çok şeyi tüketmiş, çok arzumuza kavuşmuş olacaktık dünyada...
her şeyi ondan önce deneyimlemiş olacak olmamız iyi gelmedi...
ama zaten çocuk istemiyorduk ki! ve kendi adıma, asla isteyeceğimi de düşünmüyordum ömrümce...
ve fakat, 30 yaşımda ilk defa, dünyaya bir çocuk getirmenin güzel olabileceğini hissettim ben...
hiç beklemezken, aniden oldu.
aslında hala, mantıken sıcak değilim bu fikre... dünya (ve elbette türkiye) bunca kötüye giderken çocuk büyütmek çok sancılı bir iş besbelli...
ve fakat, bilmiyorum işte...
içim istiyor.
kendimden ve çok sevdiğim adamdan oluşan bir canlıyı doğurmak, büyüdüğünü izlemek...
onunla dünyayı yeniden öğrenme ve kendimi de büyütme şansı gibi geliyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder