Eylül hem çok sevdiğim hem de okulların açılması ile yoğun bir tempoya girdiğim bir ay. Bu ay sürpriz bir haber ile karşılaştım ve genelde o habere konsantreydim. Sadece bir kitap bitirebildim.
Kaplanı Uyandırmak
Travma ve bedene etkileri bizim alanda son yıllarda en yoğun araştırılan konulardan biri. Benim de oldukça ilgimi çekiyor. Travma neden ve nasıl oluşur ve nasıl iyileşir konusunu işleyen Kaplanı Uyandırmak kitabı da bu konuda temel kaynaklardan. Meraklılarına öneririm.
Kitaptan bir alıntı:
“Tehditle karşı karşıya kaldığında organizma, Kaçma, Savaşma ya da Donma tepkisi verir.
Kaçma ve Savaşma tepkilerini ortaya koymak mümkün olmadığında, organizma büzülerek son seçeneği ortaya koyar; bu Donma tepkisidir.
Kaçma ya da Savaşma stratejileri uygulandığında boşalma fırsatı bulan enerji, organizma büzüldüğünde ise büyüyerek sinir sisteminde sıkışır.
Meydana gelen bu hassas ve endişeli durumda, engellenmiş olan Savaşma tepkisi ÖFKEye dönüşür, yine aynı şekilde engellenen Kaçma tepkisi ise ÇARESİZLİKe yol açar.
Eğer organizma kaçarak ya da kendini savunarak enerjiyi boşaltabilirse tehdide çözüm getirmiş olur ve dolayısıyla travma meydana gelmez.
*
Bir diğer olası senaryo da, sıkışmanın öfke, dehşet ve çaresizlik oluşuncaya kadar sürmesi ve bu bunalımın sinir sistemini aktive edecek düzeye ulaşması halidir.
Bu noktada hareketsizlik görevi devralır ve kişi donar ya da çöker.
Bundan sonra meydana gelecek olan ise, enerjinin boşalmak yerine donarak yoğunlaşması ve aşırı aktive olmuş olan bunaltıcı dehşet öfke ve çaresizlik haline bağlanmasıdır.”
Hiçbirinden çok etkilenmediğim 3 film izledim bu ay. Pek film beğenemez oldum son zamanlarda...
Annie Hall
Woody Allen'ın yeni filmi vizyona girince gidip izlemek istedim. Sonra fark ettim ki, herhangi bir zaman aralığına sıkıştıramayacağım sinemayı... İyisi mi, dedim, eskilerinden, izlemediklerimden bir filmini açıp izleyeyim evde... Önemli filmlerinden biri olan Annie Hall'ü izledim. Klasik bir Woody Allen filmi, keyifle izlenen bir romantik ilişki kesiti.
Hektor and Search for Happiness
Bu filmi güvendiğim biri önermişti ve pek bir hevesle izlemeye başladım. Ne yazık ki, beklediğimi bulamadım. Fikir güzel; ama, konunun işlenişini ve senaryonun ilerleyişini pek beğenmedim ben.
Victoria and Abdul
Bu filmi de güvendiğim biri önermişti ve pek bir hevesle izlemeye başladım yine... Gel gör ki, yine sığ bir işleniş vardı. Gerçek bir hikayeden uyarlamaymış; ama, o his pek geçmiyor gibi insana...
Sadece sonundaki Mevlana'nın anıldığı kısım çok hoştu.
"Dinle küçük damla
Bütün pişmanlıklarından arın
Karşılığında okyanusa kavuşacaksın
Gelelim dizilere:
Behzat Ç
Behzat Ç'nin 4. sezonu bitti, 5. sezonunu bekliyoruz. 5. sezonda bölümlerin 15 dk daha uzun olacağı müjdesi verildi, mutluyuz:)
Bu ay 3 yeni dizinin tadına baktım; ama hepsinden 1-2 bölüm izledim sadece ve devam edemedim.
La Casa De Papel'in profesörünün yeni dizisi The Pier,
Lost'u özleyenler için bir benzeri (hiç Lost'un yerini tutabilir mi?) The I-Land,
Tarantino'nun son filmi Bir Zamanlar Hollywood'da'yı daha iyi anlamak için önerilen Mindhunter.
Eğer önümüzdeki aylarda devam edersem yazarım haklarında, şimdilik beni çok çekmediklerini söyleyebilirim (en ağır basan Mindhunter).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder