Nisan, en sevdiğim aylardandır; mis gibi bahardır, parklar, bahçeler, ormanlara gidip doğayı izlemek büyük keyiftir. Her nisan ayında İzmir'e gider, baharla bir de memleketimde buluşurdum.
Ama 2020'nin nisan ayı yaşadığım(ız) en tuhaf nisandı...
Türkiye'de vakaların artmasıyla, havaların ısınmasının insanları dışarıda vakit geçirmeye motive edeceği düşünülerek 11-12, 18-19, 25-26 nisana denk gelen haftasonları ve ayrıca resmi tatil olan 23 nisan ile cumaya bağlanan 24 nisan günleri ülkede sokağa çıkma kısıtlaması ilan edildi... Balkonlarımızdan izledik baharı, güneşli havaları...
Peki evde geçirdiğim bu 30 günde neler yaptım, bakalım:
*Ayın ilk günü hastaneye gidip doktorumu bile görmeden, hızlıca, resmi birimden evaklarımı alarak 32.hafta nedeniyle doğum iznime ayrıldım. Her ne kadar okula gitmesek de, evden çalışmak açıkçası daha zor olduğundan ve yeterince kaygılı, tuhaf süreçlerden geçerken zihnimi, odağımı iş ile bölmek istemediğimden izne çıkmak ve doğuma kadar dikkatimi yoğun olarak bebeğime vermek istedim.
*Dışarı çıkmak için giyinemesek de, kışlık kıyafetlerimi kaldırıp baharlık ve yazlıklarımı çıkardım. Bir umut;)
*Malum kuaför ve berberler de kapalı bir süredir. Eşimin iyice uzayan saçlarını 3'e vurdum:) Bundan bir buçuk yıl önce dünyayı gezerken de traş etmiştim kendisini. O zaman evimizden kilometrelerce uzaktayız diyeydi, şimdi ise evimizden çıkamıyoruz diye:)
*Evde yalnız ya da annemle yoga yaptım.
*Thetahealing'in bir tekniği olan Kas Testi'ni deneyimledim.
*Balkonda çiçeklerimin saksılarını, topraklarını değiştirdim.
*Annemle bolca yürüyüş yaptık bahçede. Her çıkışımızda ağaçları inceledik, 2-3 gün içinde yaşadıkları değişimleri gözlemledik, hayran olduk doğaya. Şükrettik bahçe imkanımıza.
*Hamur işi akımına kayıtsız kalamadık:) Bolca krep, kek, poaça, börek, çörek pişti bizim evde de.
*5 nisanda tüm dünya ile beraber sabah 5:45'te toplu dua/ meditasyon çemberine katıldım. Muhteşemdi...
*Normalde telefonla normal konuşmayı bile hiç sevmesem de; bu süreçte oldukça özlediğim ablamla ve arkadaşlarımla görüntülü görüşmeler yaptım bolca. İyi geldi.
*Yine mesafeli durduğum bir başka şey olan uzaktan eğitimler dahil oldu yaşantıma bu ay. Her cumartesi sevgili Sanem Hocam'ın nefes ve gevşeme seansına katıldım zoom üzerinden, online yoga derslerine katıldım.
*Yine online çalışmalardan İlkgün'ün Yeni Ay kadın çemberine katıldım 23 nisanda. İpek Turan'ın Bebekle Bağ Kurma Çalışmasına, Pozitif Gebe Akademisi'nin Emzirme ve Bebek Bakımı eğitimine katıldım.
*23 Nisan demişken, 100. yıl kutlamalarına balkonumuzdan coşkuyla katıldık biz de. Çok güzel tablolara şahitlik edildi tüm Türkiye'de.
*Akabinde ilk sahur geldi. Bir ramazan ayına daha erişmeye şükrettik.
Bu ay okuduklarım:
Masallarla Yola Çık
40 haftadır her hafta bir masal okuyarak ilerlediğim kitap nisan ayında bitti. Bazı masallar gerçekten çok güzel, çok etkileyiciydi. Her bir masalın mesajı anlamlıydı, masalları okurken güzel tesadüfler yaşadım.
Bilinçli Bebek
Anne baba adaylarının muhakkak okumalarını istediğim bir kitap. Ben çok şey öğrendim, çok severek okudum.
Hamilelik Enerjisi
Sadece hamile kalmak isteyen ya da bebek bekleyenler için değil, aslında pek çok durumla ilgili çok güzel olumlamalar barındıran ve elimin altında olmasından çok keyif aldığım bir kitap oldu.
İzlediğim filmler:
Bizi Hatırla
Çağan Irmak'a göre zayıf ve biraz klişelerle dolu bir film olsa da, hoş duygular bırakan ailece izlenebilecek, yormayan bir film.
Birdbox
Tam günümüze uygun, salgın hastalıkla ilgili bir psikolojik gerilim filmi. Çok sevdim.
Kum Fırtınası
Güney İsrail'de yaşayan Bedevilerin hayatından bir kesiti anlatan film Orta Doğu'da kadının halini gözler önüne seriyor.
Aşk Şarkısı
Offf, aşırı kötü bir film. Televizyonda denk geldi ve anneme eşlik ettim öylece kalıp. Her yıl bunca kötü film neden çekiliyor gerçekten anlamıyorum... Bir filmi film yapan hiçbir öğeye sahip olmayan, skeç/sitcom tadında hikayeleri anlatmaya hiçbir oyuncu, yapımcı karşı çıkmıyor mu...
Jojo Rabbit
İkinci Dünya Savaşı ve Naziler hakkında yapılmış filmleri genel olarak severim. Jojo Rabbit şimdiye kadar izlediklerim arasında en orijinaliydi. Ilık duygular hissettirerek, gülümseterek o günlere dair bir hikaye anlatmak kolay olmasagerek ve bu film bunu başarmıştı.
İzlediğim Diziler:
Anne with an e
2.ve 3. sezonunu izleyip bitirdiğim ve bitince ağlamaklı olduğum çok çok çok sevdiğim dizi. Mutlaka kitabını da okuyacağım.
Freud
Şans vereyim diye 3. bölümüne kadar gelebildiğim ama daha fazla dayanamadığım dizi. Baya kötü.
Alef
Blu TV'nin yeni dizisi. Türk polisiye, henüz 4 bölüm yayınlandı, mevlevilikle ilgili öğeler barındırıyor. Şimdilik severek izliyoruz bakalım.
The Kominsky Method
Kısacık bölümlerden oluşan henüz 2 sezonu yayınlanmış olan dizi. İki yaşlı arkadaşın hikayesi. Çok tatlı dizi, ajitasyonsuz dram. Alan Arkın'ı izlemek başlı başına bir zevk.
La Casa de Papel
Ahh Berlin ahh Profesör. Yayınlanır yayınlanmaz hızla tükettik, 5. sezonu bekliyoruz;)
Unorthodox
Amerika'da yaşayan aşırı uç bir Yahudi ailesinin yaşantısını, geleneklerini anlatan 4 bölümlük mini dizi. Kitap uyarlaması. Çok severek ve uç inançlar nedeniyle yok sayılan tüm kadın ve adamlara üzülerek izledik...