Perşembe, Mayıs 06, 2010

bunca çabama, aldığım tüm önlemlere rağmen benim de hatırlayamadığım oluyor!

evet evet, tüm bu listeleme, herşeyi anında not alma bi yere kadar işe yarasa da, bazen yetersiz kalabiliyor.
bilinçakışım sırasında düşünceler akarken zihnimden, bir öncekine ya da başladığım yere(düşünceye) dönemeyince deliriyorum.
dönmek ne işime yarayacak, onu da bilmiyorum; yani, o an onu hatırlamak gerekli olduğundan değil, sadece hatırlayabilmek istediğimden...
sonra, alakasız bir zamanda, ben hatırlamak istediğimi bile unutmuşken aklıma geliveriyor. iyice sinir oluyorum. basit buluyorum, "bunu mu hatırlamaya çalışmıştım" diye aşağılıyorum hatta.
sonra diyorum "eninde sonunda hatırlanıyor, öyle anlarda bu kadar kasma". ama, yok, olmuyor.
hatırlamakla derdim var benim.

aslı erdoğan



daha önce de duydum adını, ama, daha önce çok ilgimi çekmemiş demek ki.

dün ekşisözlükte denk geldi, sonra biraz okudum yazar ve kitapları hakkında ve en yakın zamanda bir romanını edinip okumak için sabırsızlanıyorum şimdilerde. yayınlanmış 7 kitabı var bildiğim kadarıyla. kabuk adam, mucizevi mandarin, kırmızı pelerinli kent, hayatın sessizliğinde diye romanları var dört tane.

bir de beni oldukça etkileyen bir cümlesi var:

"belki de yazmaya değer tek şey, gerçekten yazılamayanlardır".