Çarşamba, Mart 07, 2012

bir kitap bir film


bizim büyük çaresizliğimiz- barış bıçakçı


kitabı da filmi de aynı zamanlarda öğrenip merak etmiştim.
önce filmi görmek düştü payıma:
kitapsa, hafta sonu hayatımdakisevgiliinsan'a doğum günü hediyesi olarak geldi. (doğum günlerinin en sevdiğim yanı, hediye edilen kitaplar!)
hafta başında da kitabı okudum bir çırpıda, 165 sayfalık kısa bir roman zaten.
kitabı sevdim. en çok da, çok derin değilse bile vurucu psikolojik tahlilleri, karakterlerin çözümlemelerini sevdim.
basit, sade bir dille 2 adamın geçmişten günümüze dostluklarını (aşklarını?), bağlılıklarını anlatışı oldukça sürükleyici ve hızla okunan türden.

kavşak- selim demirdelen

türk sineması dramlarını severim ben, yeşilçam'dan bu yana çoğunu.
bu film de, tüm güdük yanlarına rağmen, duyguyu izleyiciye geçirebiliyor ve acıtıyor bence..
en azından bana değdi, yüreğim ezildi izlerken..
durgun, sessiz, biraz gerilimli, tahmin etmesi çok zor olmayan bir film. oyuncular başarılı.
beni en çok etkileyense, güven'in yalnızlığı... hiç kolay olmayan şeyler yaşamış karakter ve öyle yalnız ki, atlatması çok zor...

daha doğrusu, güven'den yola çıkarak insana dair bir gerçekliği bir kez daha fark ettim ben:
"ne oluyorsa yalnızlıktan oluyor bee!"
öyle desteğe ihtiyacımız var ki hepimizin; ilgiye, sevgiye ve anlayışa...

dedim ya yukarıda da; hafta sonu doğum gününü kutladık hayatımdakisevgiliinsan'ın.
güzel bir mekanda (http://www.cafehalic.com/), sevdiğimiz insanlarlaydık. çok mutlu olduk.
bizden başka bir masa daha vardı, 50'li yaşlarda koca bir arkadaş grubu. onlar bize imrendi, gençliğimize; ben de onlara imrendim..
o yaşta da, değişmemek, hep dostlarla, sevgiyle, iyilikle, muhabbetle kalmak istedim..