Çarşamba, Mayıs 22, 2013

yalom ve kitaplar

hep söylerim: "her kitabın zamanı var"... 
yıllardır yalom'un okumadığım kitabı kalmadı diyebilirim. üst üste okudum çoğunu da, her birini de severek.. (favorim; divan ve bugünü yaşama arzusu). meslektaşım olan olmayan pek çok kişiye tavsiye ettim romanlarını. çünkü mesleki anlamda kattıkları kadar anlatımı da sürükleyici ve keyifliydi hep, her okuyan kendinden bir şeyler bulabilirdi. (dile kolay 45 yıllık terapist adam! hayatına tanık olduğu kaç insan vardır..)


velhasıl bugün evekitap'tan sipariş ettiğim mesleki kitaplarım geldi!
biri yalom'un bağışlanan terapi .hemen başladım ve neden okumak için bu kadar geç kaldığımı düşünüp kızdım kendime..
diğerleri de:
psikanalizin içinden- bella habip
resimleriyle çocuk- haluk yavuzer

hepimize kitaplı, okumalı güzel günler diliyorum..

moda

moda hakında ne düşünürsünüz bilmem; ama benim ara ara kafamı kurcalayan bir konudur. ne oluyor da bir şey bir anda çoğunluğun sempatisini ve/ya ilgisini kazanabiliyor?



leopar deseni mesela...yıllarca nefret eden, kitsch bulan çoğu kadın, geçtiğimiz 2 yıl gözümüze gözümüze sokulmasıyla kafamızda daha bi normalleştirmedik mi bu deseni? hatta belki bi bluz bi tayt giyemedik ama aksesuarlarımızda küçük küçük kullandık..

ya da bu aralar, sokaktaki her 10 kadından 5'inde dar uzun -çoğu yandan yırtmaçlı- etekler görüyorum. ne yani bi anda herkes uzun etek ihtiyacında mı oldu, ya da dar uzun etek sevgisi mi geldi herkese?
hayır sadece bu lanse ediliyor ve tanıtılıyor şu an..

sadece giyimde de değil, yaşamın her alanında var bu durum elbette. birileri önümüze sunuyor, biz de uyuyoruz onlara..