Perşembe, Ağustos 18, 2016

ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol

ben bu deyişteki tüm ruhaniliği bir kenara koyup, sadece dıştan bahsetmek istiyorum.
zira, son zamanlarda, görüntülerimizi, diğerlerince nasıl göründüğümüzü çok fazla önemsediğimizi fark ettim.. 

"genç görünmek istiyorum" 
"bu fotoğrafta burnum büyük görünmüş"
"aaa bu elbise seni zayıf göstermiş" 
"bu model saçını gür göstermiş"
"bu model belini ince göstermiş"
"push up sutyen göğüslerini büyük göstermiş" :)

gibi cümleleri sıklıkla hem kendimiz kuruyor hem de çevremizden duyuyor olmalıyız.

kameraların bunca hayatımıza girmesi ile her gün nasıl göründüğümüzü kaydedebiliyor ve bunu cümle alemle paylaşabiliyor oluşumuzun da bunda etkisi olmalı diye düşünüyorum.

"yaptığımız minik makyaj/ giyim/ fotoğraf hilelerinin kime ne zararı var ki kendimizi iyi hissetmekten başka" diye düşünülebilir elbette.
ama beni rahatsız eden bir şeyler var. 
güzel görünmek istiyoruz, çünkü beğenilmek ve arzulanmak en doğal ihtiyaçlarımızdan biri. bu, tabi ki, anlaşılır bir durum. 
ama sosyal medya ile tanıdık tanımadık herkesin hayatına tanıklık ettikçe "rakip"lerimiz artıyor ve bununla beraber kendimizden ve hayattan beklentilerimiz, isteklerimiz çoğalıyor galiba... dolayısı ile de kendimizden memnun olma düzeyimiz düşüyor sanki...
sosyal medyada gördüğümüz çoğu fotoğrafın benzer 20 tanesinin içindeki en başarılısı olduğunu ve filtrelerle daha da güzel görünür hale getirildiğini unutuyor gibiyiz...
gerçeğin, seçilmiş ve düzenlenmiş fotoğraflardan ibaret olduğu sanrısıyla gerek kendimizdeki gerek diğerlerindeki çirkinliğe tahammülümüz azaldı.
güzel görünmek bir zorunluluk gibi...

bir de matahmış gibi laf üretmişler bir zamanlar. 
neymiş "çirkin kadın yokmuş, bakımsız kadın varmış". belki de "güzel insan yok, çirkin herkes doğal haliyle, ama bakımlı insanlar var"...
velhasıl,
bu sahte, zorlama güzellik peşinde koşma hastalığı zorluyor, yoruyor hepimizi. çirkin görünme hakkımı istiyorum!

rızkımı veren hüdadır/ kula minnet eylemem

günceli, gündemi takip edememe sıkıntım olduğundan kaçırmışım.
çoğu kişi zaten biliyordur, ama, ben dün tesadüfen keşfettim.
ne güzel bir ses imiş...




"har içinde biten gonca güle minnet eylemem

arabi farisi bilmem, dile minnet eylemem
sırat-i müstakim üzre gözetirim rahimi
zalimin talim ettiği yola minnet eylemem

bir acaip derde düştüm herkes gider karına
bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına
zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
rizkimi veren huda dir kula minnet eylemem

oy nesimi, can nesimi ol gani mihman iken
yarın şefaatlarım ahmed-i muhtar iken
cümlenin rızkını veren ol gani settar iken
yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem"