Pazar, Mart 20, 2016

finlandiya 3- joensuu ikinci gün

kursun ikinci günü (31.03.2015 salı)
kursumuzun ikinci gününde esa bizi yine otelimizden alıyor. programımızın ilk adımı pataluodon koulu (pataluoto comprehensive school) isminde ortaokul düzeyinde bir okulu ziyaret etmek.
okulda bizimle müdür yardımcısı eli ilgileniyor. öncelikle bir odada okul hakkında genel bilgiler alıyoruz, sonrasında okulu gezerek bilgilerimizi pekiştiriyoruz.


okul hakkında genel bilgiler şu şekilde:
*burası 7.-9. sınıflar arası eğitim veren bir okul, yani öğrenciler 13 ile 15 yaş aralığında.
*okulun önemli özelliklerinden biri finlandiya'da drama eğitimi veren tek okul olması. diğer okullarda da farklı yetenek alanlarına göre oluşturulan farklı sınıflar var (matematik sınıfı, biyoloji sınıfı, sanat sınıfı vb).
*okulda ayrıca spor sınıfı da var. drama ve spor sınıflarına kaydolabilmek için, öğrencilerin bir değerlendirmeden geçmeleri gerekiyor.
*okul ayrıca, özel gereksinimli öğrenciler için oluşturdukları esnek ve öğrenci dostu programlarla ünlü. en fazla 8-10 öğrenciden oluşan özel eğitim sınıfları var. öğretmen hariç, 15 asistan mevcut.
özel eğitim uygulamalarının mümkün olduğunca genel eğitimin içinde devam ettirilmesi uygun görülüyor. ancak ağır zihinsel veya bedensel engelliler için joensuu'da bir okul var.
engelliler 16 yaşında emekli olabiliyor ve imkanlardan yararlanabiliyor.
aile engelli birey için verilen parayı onun aktivitelerine harcamak zorunda, 5 defa aktiviteye gidilmeme durumunda ücret kesilebiliyor.
*okula kaydolan göçmen öğrenciler için hazırlık sınıfı mevcut. okuldaki 480 öğrencinin, %10'u göçmen.


*okulun bir hemşiresi var, ayrıca haftada 1 gün doktor, haftada 2 gün sosyal çalışmacı ve yine haftada 2 gün psikolog ziyaret ediyor. ayrıca okulda zaten öğrenci danışmanı görev yapıyor. öğrenci danışmanı daha çok eğitim ve kariyer danışmanlığı görevini üstlenirken, daha bireysel zorluklarla psikolog ya da sosyal çalışmacı ilgileniyor.
*okulda serbest zamanlar için etkinlikler var, öğrenciler ilgilerine göre katılabiliyorlar. (bizdeki gibi boş derste 40 çocuk sınıfa tıkılıp "kendinize ilgilenecek bir şey bulun, dışarı çıkmayın, ses yapmayın" denmiyor yani:/)
*ayrıca yılda iki defa camping isminde etkinlik düzenleniyor. şehir tiyatrosu, senfoni orkestrası ve müzelerle işbirliği halinde sanat ve kültür etkinlikleri, spor günleri düzenleniyor.
*sınıf mevcutları maksimum 24-25 öğrenci. haftalık ders saati 30. dersler 45 dakika.
*ortaokul zorunlu eğitim kapsamında olduğu için kitapları okul veriyor.
*ayrıca her okulun yemekhanesi var ve zorunlu eğitim düzeyinde öğle yemeği ücretsiz.
*öğrenciler de öğretmenler de okula girdiklerinde ayakkabılarını çıkarıyor ve okulda terlik/çorap ile dolaşıyor. yerden ısıtma sistemi sayesinde yerler sıcacık. giyim elbette serbest! küpeli ve parmak arası terlikli müdürler bizde imkansız olsa da orada çok normal...


*sınıflar branşa göre düzenleniyor ve ders programlarına göre dersin sınıfında alıyor dersi öğrenciler. uygulamalı eğitim sistemleri beni gerçekten çok etkiledi. ev ekonomisi sınıfı (yemek pişiriyorlardı), kimya sınıfı, fizik sınıfı, tekstil sınıfı (dikiş dikiyorlardı), ağaç- metal sınıfı (bildiğin marangozluk eğitimi) ve normal sınıf (dil eğitimine denk geldik) dışında göçmen hazırlık sınıfını, özel eğitim sınıfını ziyaret ettik. 


girdiğimiz her sınıfta öğrenciler son derece sessizdi ve derse ilgi gösteriyordu.


*öğretmenler odasını da ziyaret ettik. öğretmenler odasında mutfak da var. herkes kendi çayını, kahvesini kendi demliyor. (ziyaret ettiğimiz her okulda bunun böyle olduğunu gördük) dikkatimizi çeken bir diğer nokta da öğretmenler odasında ayaklı tahta olması ve haftanın planının yazıyor olması oldu. her pazartesi sabahı tüm öğretmenler toplanıp haftanın planını, önemli etkinlikleri konuşuyorlarmış. böylece kurum içi iletişim sıcak bir biçimde sağlanmış oluyormuş.

okulu gezdikten sonra oradan ayrılıp otele döndük ve otelin toplantı odasında esa bizlere farklı, yeni, güncel okullar ve eğitim projeleri hakkında bir sunum yaptı.
hem ziyaret ettiğimiz 2 okuldaki gözlemlerimi hem de esa'nın  iki gündür bizimle paylaştığı bilgileri düşündüğümde finlandiya eğitim sistemi hakkında kafamda oluşan izlenimleri not almışım defterime:

*ilk gözlemim kendi branşıma yönelik elbette... ülkemizde okullarda görev yapan pdr mezunları (psikolojik danışman ve rehber öğretmen) ne en tepedekiler ne okul idarecileri ne diğer öğretmenler ne veliler ne de öğrenciler tarafından tam olarak tanımlanabilmiş değil. ucu açık ve gücü sonsuzmuş gibi görünen görev tanımının yanı sıra yetkisi küçücük. ortalama 1000 kişilik okullarda tek başına çırpınıp, takdir göremeyip yetersizlik duygularıyla tükenmişlik yaşamakta çoğu meslektaşım. 
finlandiya'daki okullarda ise öğrenci danışmanı olarak tanımlanıp, sadece öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini tespit edip yönlendirme görevi var. öğrencilerin davranış problemleri ile, arkadaşlık problemleri ile, ailevi problemleri ile sosyal çalışmacı ya da psikolog ilgileniyor.
*öğrenci öğretmen ilişkileri son derece sıcak ve hiyerarşisiz. 


*herkes kendi işini kendi yapıyor. örneğin yemekhanede tabak kıran 13 yaşındaki çocuk gidip süpürge faraşı alıp kendi temizleyebiliyor. yine atölyelerde küçücük öğrenciler dikiş makineleri, ocaklar, testereler ile rahatlıkla çalışabiliyor. böylelikle çocuk yaştan yaşam becerileri ve sorumluluk duygusu kazandırılmış oluyor sanırım.



*sıralarını beklemeleri beni inanılmaz etkiledi. bizim kantinlerdeki itiş kakış kesinlikle yok. herkes sıraya girip sakince yemeğini alıyor. öz denetimleri hayranlık uyandırıcı!
*bizde kimi okullarda kapılar, merdivenler bile ayrıştırılırken, finlandiya'da öğrenci ve öğretmenler için ayrı tuvaletler yok.
*5 milyon nüfuslu finlandiya'yı 80 milyonluk türkiye ile karşılaştırmak neresinden baksan uygun değil belki de... velhasıl orada insan az, imkan bol. 
bizde ise tam tersi... belki de bu nedenle, herkes birbirini geçme/ezme derdinde...

devam edecek...