Perşembe, Ocak 13, 2011

zor bir danışan;)


büyüyorum ben, belki de yaşlanıyorum- vol 2


izmir'e gittim haftasonu. daha önce check-in'i kaçırıp uçağa binememiş biri olarak ziyadesiyle temkinliyim artık. uçağın kalkışına bir saat kala, işlemlerimi tamamlamış, oturmuş bekliyor, kitabımı okuyordum. yanımdaki bayan konuşmaya istekliydi belli ki, arada okumamı bölüp birşeyler soruyordu. normal şartlar altında, bayana "herhangi bir ortamda yabancılarla konuşmayı gereksiz bulan, kısa süreli tanışıklıklara soğuk bakan" duruşumu kibarca gösterip susmasını sağlardım. ama, "değişim/ deneyim iyidir" dedim bir anda, "bakalım ne çıkacak". ve bayanın isteğine yanıt verdim. bir saat hoş bir sohbet ettik; yetmedi, uçağa alınma sırasında yaşlı bir teyzeyi de muhabbete dahil etti konuşmayısevenbayan. teyzenin tüm çocuklarının hikayesini öğrendik 10 dakikada. bunun üstüne, uçakta da yanıma konuşmayısevenbirbaşkabayan denk geldi ve ben onu da kırmayıp muhabbet ettim kendisiyle.


bu deneyim hoşuma gitti ve şimdi korkuyorum ben konuşmayısevenbayan olmaktan; zira belli bir yaştan sonra çoğu kadınımız öyle birşeye dönüşüyor.


bitmedi, bir de şu var; izmir'de, annemin yanına gidince, gelenekselliği çok sevdiğimi ve özlediğimi fark ediyorum. komşuluk, salça/ reçel/ turşu yapmak, pazar alışverişi, örgü örmek, aşure yapıp dağıtmak... burda hepsinden mahrumum; öyle bir hayatım olsun istiyorum ben de.


kendini görebilme arzusu

hani sürekli eleştiriyoruz ya diğerlerini; "diğerleri acaba benim nelerimi eleştiriyor" diye merak ediyorum. hangi yönlerim, tavırlarım, huylarım rahatsız ediyor ya da tuhaf geliyor başkalarına. insan başkalarını gördüğü kadar, kendini göremiyor çünkü.
herkesi görüyoruz, herkesin davranışlarını izliyoruz da, kendimizi görüşümüz ayna/ fotoğraf/ video gibi aracılardan ibaret ya, eksik/ güdük kalıyor bence. gülünce, şaşırınca, kızınca vs. nasıl göründüğümüzü tam bilemiyoruz mesela.