Çarşamba, Aralık 23, 2015

üvey/ zemheri gözler/ üvey

umay umay'ı ilk bu aşmış şarkı ile tanıdım.


sonra kent ozanları albümünde "şeker anne" ile bağrıma bastım. 


sonra "hareket vakti"nden haberdar oldum. çok sevdim.


15 yıl olmuştur, ara ara açıp dinlediğim şarkılardandır 3'ü de.
son 1 yılda ise ceylan ertem sevgisi büyüdü içimde. kadınsılığına hayranım öncelikle, belki de haset derecesinde "kadın" buluyorum kendisini...
ve şarkılarını, şarkı söyleyişini de çok seviyorum.
bu enfes şarkıyı da fena söylememiş. 


ocaktaki canlı performanslarından birini izlemek mümkün olur umarım;)

Salı, Aralık 15, 2015

başka türlü bir şey benim istediğim-2

yakın zamanda,

güvenli&huzurlu evimden çıkıp yeniden evime dönene 

kadar, 

gün içinde nelerin beni gerginleştirdiğini gözlemledim: 


ilkinin kalabalık nedeniyle yaşanan engellenmeler

(yürürken bile trafik oluşu, önünün kesilmesi vs.)

ikincisinin gürültü, özellikle de korna sesi ve mekanik 

sesler

bir diğerinin de zamansızlık nedeniyle hep koşturma hali 

ve yetişememe kaygısı 

olduğunu fark ettim.


nasıl da yıpratıyor bizi bunlar. 

oysa ne gerek var?

Pazar, Aralık 13, 2015

sor; yaşadığın hayat senin mi?!

"büyümek" derler
deler geçer...
yıllara gücün yeter mi?
yetmez!
canını yakarlar
yetmez!
dahası var
dört başı mamur, asil, vakur
onlardan ol seni alkışlarlar...
yetmez!
seni yakalarlar
yetmez
kanadını koparırlar...



Çarşamba, Aralık 09, 2015

başka türlü bir şey benim istediğim...

farklı bir dönemde yaşamalıymışım ben.
toplumsal baskının bunca üzerimizde hissedilmediği, modernizm ya da kapitalizm -adı her neyse- sistemin bunca üzerimize üzerimize gelmediği. şablonlar oluşturmadığı her birimiz için. ve uymayanların ötekileştirilmediği...

düşünüyorum da, hiçbir şeye ihtiyacım yok esasen... sevdiğim kişiler, üretmek, doğa ve sanat yeter bana. 
aslında hepimize yeter.

yaşadığımız zaman ve şehirlerde, gün içinde kendimize ayırabildiğimiz zaman öyle az ki. ondan gergin belki de herkes bu kadar...
hareket alanımız bile öyle kısıtlı ki çoğumuzun. düşünsenize, bisiklet sürmek istesek uygun yol yok. yürüyüş yapmak istesek güvenli yer yok. salona gitmek istesek zaman yok vs...


oysa kasabada olsak mesela, temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için kazanacak kadar çalışsak, geri kalan zamanı kendimize ve sevdiklerimize ayırsak... daha mutlu bireyler olmaz mıydık?

Salı, Aralık 01, 2015

kasım ayı filmleri (6) ve kitapları (1)

canım sonbahar bitti, yılın son ayı ile birlikte yeni bir mevsim daha geldi.
kasım ayında film listem fena sayılmasa da ve kitap listem oldukça zayıf. 
kısa kısa bir bakalım bakalım neler izlemiş, okumuşum kasım ayında.

cache
2005 yapımı haneke tarzı bir gerilim. gerim gerim geriyor yani insanı... bana yer yer "uçurtma avcısı"nı anımsattı. çocukluk, çocuklukta yapılan hatalar, haset, göçmenlik, vebal, suçluluk, ödeşme, vicdan... ağır ve sağlam film.


birds
izlemediğim  öyle çok önemli film var ki. ve bu beni epey rahatsız etmeye başladı. ben de oturup onların da listesini yaptım elbette;) başlangıcı sinema dehası hitchcock ile yaptım. 50 yıl öncesinin filmi birds ile. göz kırpmadan izledim. çok etkileyici. final sahnesindeki görüntü inanılmaz!


blue jasmine
woody allen sevdiğim bir yönetmendir. vizyona girdiği dönem fırsat bulup izleyemediğim filmini izleyeyim istedim. fakat, ne yazık ki, bu sefer çok keyif alarak izlediğim bir film olmadı. vasat bir hikaye.


hotel transilvanya 2
son zamanlarda, mesai saatlerim 9-3 olduğundan beri, iş çıkışı tek başıma sinemaya gidip, 2 saat dış dünyadan kopup kafa dağıtma alışkanlığı peydah oldu bende. çok kaliteli ya da sanatsal yapımları değil de, eğlenceli ve basit filmleri tercih etmeye çalışıyorum. maksat, günün yorgunluğunu atmak ve keyifli zaman geçirmek oluyor. önceden bir filmi izleyeceksem, illa ki "önemli" bir film olmasını tercih ederdim. şimdi öyle değil.
velhasıl, bu filme de öyle gittim. ortalama bir animasyon filmdi. güldüm, eğlendim.


mürekkep balığı ve balina
bu filmi, almakta olduğum aile terapistliği eğitimim kapsamında izledim. filmde boşanma sürecinde amerikalı bir orta sınıf karı kocanın ve çocuklarının ilişkisini konu alıyor. keyifle izlenen güzel bir film. özellikle, çocuklara yansımasını oldukça gerçekçi bir biçimde görüyoruz filmde.


what about bob
yine aile terapistliği eğitimim kapsamında izlediğim bir film. filmdeki terapist- danışan ilişkisini etik prensipler açısından değerlendirmekti ödevim. takıntıları ve tourette sendromu olan bob'un terapistine bağımlılık geliştirmesini komedi bakış açısıyla ele alan eğlenceli bir film.



bir şeyler eksik
kasım ayının tek kitabı bülent somay'ın aşk, cinsellik ve hayat hakkında sorgulamalarını, tespitlerini içeren, düşünen zihinlere ilaç gibi gelen pek güzel bir kitap. sorgulamayı sevenlere, naçizane tavsiye olunur efem;)