Cumartesi, Aralık 17, 2011

kırmızı pelerinli kent-aslı erdoğan



"her kitap zamanı gelince kendini okutuyor" demişti sevgili mine (http://minetozanlioglu.blogspot.com/2011/10/kibrit-copleri-murathan-mungan.html)ve sonsuz katılmıştım ben ona.
gerçekten de öyle: "her kitabın zamanı var" bence de.
1,5 yıl önce kendisini duyup biraz araştırır araştırmaz merak salmıştım aslı erdoğan'a. 8 kitabının arasında en çok ilgimi çeken "kırmızı pelerinli kent" olmuştu ve hemen almıştım. gel gör ki, onca merak ve isteğime karşın henüz okuyabildim. 1 haftada, hızla... rio de jenario'da geçen bir hikaye; bir kadın hikayesi. kitap yazan bir kadın; velhasıl, kitap içinde kitap. yabancılığa, özgürlüğe, insana dair sürükleyici bir roman...

ve işte size kitaptan alıntılar:

* bana gereksinim duyan tek bir kişiden, hatta bir gözlemciden bile yoksun olmanın mutlak, dört başı mamur, cehennemsi özgürlüğü..
* insan, gerçekte gereksinim duymadığını tüketmeye bir türlü doyamıyordu.
* kıdemli bir göçmendi, insan için "vazgeçilmez" olanın bir çantaya sığabileceğini, geriye kalan her şeyin gözden çıkarılabileceğini çoktan öğrenmişti. nesnelri, mekanları sahiplenmekten, kişiliğinin yansımalarına çevirmekten herhangi bir doyum almazdı.
* bir noktadan sonra artık geriye dönüş yoktur. işte varılması gereken yer o noktadır. (kafka)
* yalnızca tek bir şey adına güvenli suları terk eder, kendi köklerimizi keseriz. adem'in, uğruna ölümsüzlüğü teptiği tek şey adına: bilinmeyen.
* iç içe geçmiş sonsuz sayıda matruşka bebeği vardı önünde; ne yaparsa yapsın, en dipteki dünyaya, öze, gerçeğin çekirdeğine erişemiyordu.
* yaşamı sevecen, anlamlı ya da en azından katlanılır kılan tek şeyin aşk olduğuna inandırırdı kendini.
* yalnız insanlar hep fazla konuşur.
* "neden ben?" diye soruyordu, bütün kurbanlar gibi.
* kararlı davranmaya karar vermiş birinin, başkalarından ödünç alınma, bir sıkımlık cesareti...