Salı, Eylül 18, 2012

evde ve mutlu kadın

bugün de evdeyim. bu sefer kronik farenjitim yüzünden... çok güzel hafta içi evde olmak. çok farklı tatil günlerinden. sabah dışarı çıkmak, koca günün bana ait oluşu... diyorum "hayatımdakisevgiliinsanla evimizi aldıktan sonra, e tabi taksitlerini de ödedikten sonra, bırakıversem işi?"... ama o öyle stresli, yoğun çalışırken, ben bu kadar rahat yaşarsam mahçup hisseder miyim ki ona karşı? bilemiyorum, 10 yıl sonra düşünürüz:)

evde olunca, bol bol okuyorum ben de.. gazete, dergi, internet araştırmaları, eski notlarım, bloglar..

duyanınız olmuştur elbet ama, duymayanlar için birkaç paylaşım yapayım:

@ pera müzesi'nde şimdi paris etkinliği var. yani paris'li film gösterimleri. cumartesi 7'de midnight in paris'i yeniden izlemeyi düşünüyorum;)

@ struma gemisi'nin kitabı çıktı! serenad'ı okuyanların tanıdık olduğu, ancak ne yazık ki pek çoğumuzun bihaber olduğu, geçmişimizin acı olaylarından biri.. çok merak ettim kitabı!


@ izlemeyi çok istediğim filmlerden olan hugo cabret ve the hunger games'i izledim. hugo cabret, biraz masalsı fantastik, hüzünlü ama keyifli bir film. 
sanatsal değeri yüksek; kısacası dinç bir zamanınızda izleyin;)



hunger games çok iyi! (allahım ben ne ara sever oldum böyle sert filmleri?) 
modern zaman/ kapitalizm/ show dünyası eleştirisi temelde.. bol aksiyonlu biraz bilim kurgulu ve çok başarılı!



@ bu aralar sürekli bunu dinliyorum. bazı şarkıları neden geç keşfediyor insan?


@ bir de hanımlar beyler, gerçekten de çıkmayan leke kalmadı kanımca. penye bluzuma ve kot pantolonuma boca olan 1 su bardağı zeytinyağı, üzerinden bir gün geçmesine rağmen tamamiyle çıktı. tabi bunda görüntülü hayat ansiklopedisi uzman tv'nin de payı büyük:)
ordan öğrendiğim şekilde, makineye atmadan, hafifçe bulaşık deterjanı ile çitiledim!
aklınızda olsun;)

@ tiyatrolar yavaş yavaş perde açıyor. benim favorim yunus emre sahnesi;)

@ ve tabi!!! film ekimi yaklaşıyor!!!