Cuma, Aralık 30, 2016

2016'nın muhasebesi...

bir yıl daha geride kalmak üzere güneş takvimine göre...
adettendir geride kalan yılın şahsi değerlendirmesini yapmak, yeni gelen yıl için de yeni kararlar almak...
2016'da hayatımda iyi-kötü nelerin değiştiğine bakacak olursam:

*en önemli gelişmelerden biri araba almamız ve benim kullanmaya başlamam. nihayet işe araba ile gidip gelebiliyorum ve evin yakınlarındaki işlerimi halledebiliyorum. insanlık için küçük, benim için kocaman bir adım:)
zira, yıllarca arabayı kullanmayı reddettim.
reddedişimin de bilinçaltımda babamla ilgili olduğunu bir tartışma anında ağzımdan çıkanlarla fark ediverdim...
hayatımdakisevgiliinsan tanıdığım en sakin ve en sabırlı insanlardan biri olmasına rağmen, beraber her  pratiğe çıkışımızda öfkeleniyor ve bana kendimi kötü hissettiriyordu. bunlardan birinde sağa çektim,  "sana araba kullanmayı kim öğretti? peki kardeşine? peki ayşe'ye, fatma'ya, ali'ye... peki ben niye 30 yaşımda ilk defa oturuyorum bu koltuğa sence?" diyerek ağlamaya başladım...
bir anda hortluyor böyle bazen... ruhumda acaba başka hangi yaralar var, çocuk yaşta babamı kaybetmekten iz kalan bana... 
yıllar içinde keşfediyorum...

*seyahat bakımından çok durgun bir seneydi... 
sömestr ve yaz tatilimde eşimin yurt dışı iş ziyaretleri denk geldi. ben de her ikisini de annem ve ablam ile izmir'de geçirdim.
nisanda ablamlarla bir van gezisi planlamıştık. ama son anda iptal ettik. malum, ülkede tansiyon hiç düşmedi...
burada güzelce gezdik ablamlarla, istanbul'da çok güvendeymişiz gibi.
ekimde bir haftasonu artvin gezisi yaptık. başka da yeni bir şehir görme fırsatım olmadı...


*6 oyun izledim tiyatrolarda. bunlardan 4'ünü beğendim. 4'ü de beylikdüzü kültür merkezi'ne çok uygun ücretle gelen oyunlardı.
ikinci bölüm- istanbul devlet tiyatrolarının oyunu. komedi ve dramın çok güzel harmanlandığı çok güzel bir oyundu!
ölü ozanlar derneği- tiyatro kedi'nin oyunu. 1999'da kitabını okumuştum ve nasıl etkilendiysem üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen replikleri ezbere biliyordum hala...
yetersiz bakiye- gergedan yapım'ın oyunu. çok sanatsal bir oyun olmamakla beraber, epey gülüp eğlendiğimi hatırlıyorum. 
frankenstein- çolpan ilhan sadri alışık tiyatrosu'nun oyunu. kitabı okuduktan sonra, oyunlaştırıldığını görmüş ve gitmeyi çok istemiştim, zorlu'daki gösterimleri kaçırınca da çok üzülmüştüm ama neyse ki evimin dibine geldi oyun. çok etkileyiciydi. kostüm, sahne tasarımından tutun müziklere, oyunculuklara... insanın ruhunu doyuran bir oyundu.


*kitap ve filmleri ayrı bir yazıda paylaşacağım.

*yılın son ayında hayatımdakisevgiliinsan 'ın kolu kırıldı. her zorluk ilişkiye ayrı bir anlam ve bağ katıyor... mahremiyetine girdikçe, destek oldukça bağlanıyorsun birbirine... onu anladık biz bu süreçte.
bir de 30'dan sonraki halı sahaların yarardan çok zarar verdiğini insana:)

*yoga yapmaya başladım!
aslında spor salonu araştırdım eylül ekim kasım boyunca. içime sinen bir yer bulamadım. ablam yogaya başladı o ara izmir'de. çok yarar gördüğünü anlattı durdu. yıllardır merak ettiğim ama hiç denemediğim bir şeydi. aralık ayında başladım ben de. henüz çok yeni olsa da, çok severek yapıyorum ve vücuduma ve ruhuma iyi geldiğini hissediyorum.


*mesleki anlamda, aile ve çift terapisi eğitimimi tamamladım. daha doğrusu sürekli beşiktaş'a gitmek zorunda olduğum teorik kısmı bitti. bundan sonrası bolca aile ve çift görerek deneyim kazanarak devam edecek.

*dalgalandım da duruldum:)
evet artık kesinlikle duruldum. aslında bir anda olmadı. yıldan yıla oldu. 
daha sakin ve kontrollüyüm artık. seçiciyim. oradan oraya koşturup savrulmuyorum, kendimi yormuyorum.
pek çok şeye doydum...
huzur ve sevgi yetiyor artık sadece.

*yeni yıldan da bireysel anlamda çok fazla bir şey beklemiyorum.
var olanlar kalsın yeter. 
ailem, sevdiklerim, yuvam, huzurum, sağlığım, dostluklarım, işim, seyahatlerim, becerilerim, kitaplarım, arabam:)
herkese dilediği gibi mutlu sağlıklı huzurlu bir yıl diliyorum şimdiden:)