Pazar, Mart 09, 2014

telefonlarınıza göz kulak olun a dostlar!

çünkü hala telefon yankesiciliği diye bir şey var-mış! 
cep telefonlarının ilk çıktığı dönem pek bir yaygındı da uzun zamandır duymuyordum kapkaç hadisesi...

dün akşam zincirlikuyu metrobüs durağında delicesine bağlı olduğum çok ama çok sevdiğim hayatımdaksevgiliinsan'ın hediyesi olan ve alınalı daha bir yıl bile olmamış olan telefonum çalındı montumun cebinden:(

yol boyu ağladım. o kadar berbat bir duygu ki. benim onca değer verdiğim, içinde anılarımı tuttuğum, artık elim kolum bilgisayarım oyuncağım pek çok şeyim olan özel bir eşyamın pis bir adamın elinde olması... çok rahatsız edici...
neyse yavaş yavaş sakinleştim sonra, yapacak bir şey yok zira. gitti, geri geleceğine de hiç inanmıyorum...
bir süre eski telefonumla idare edeceğim mecburen. ve sonra yine güzel bir telefonum olursa çok daha dikkatli olacağım bu sefer...
***
ehh dediğim gibi, yapacak bir şey yok... hayat devam ediyor...
bu sabah hemen arkadaşlarımla kahvaltıya gittim mesela.
hava buz gibi iki gündür istanbul'da, o nedenle yakın ve kapalı bir yer tercih ettik. incirli dilek'e gittik. 
dilek, akşam yemekleri için sıklıkla tercih ettiğim bir yer olmasına rağmen, kahvaltısını ilk defa denedim.
açık büfe kahvaltı 25 lira (hafta sonu fiyatı).14:00'e kadar servise açık. hem çeşit fazla hem de  ürünler oldukça taze ve lezzetli. çeşit çeşit peynir, zeytin, reçel, bal, yumurta gibi temel  kahvaltılıkların yanı sıra; pek çok pasta, tatlı, börek, poaça, unlu mamül, meze, zeytinyağlı, meyve... de mevcut. masalara termosla çay geliyor ve bittikçe yenileniyor.
saatlerce rahat rahat oturup sohbet edilebiliyor. kısacası ben oldukça memnun kaldım, sizlere de öneririm;)