Salı, Ekim 30, 2018

Auroville- Matri Mandir


Bir yıl önce @gezginyogini nin blogunda görüp dikkatimi çekmişti. 
Şöyle yazıyordu:
“Auroville; Sri Aurobindo’nun en gözde öğrencilerinden biri olan  
The Mother’ın hayalini kurduğu bir şehir. The Mother Mısırlı bir anne ve Türk bir babanın 1878 yılında Paris’te doğan kızı. 1910 yılında Pondicherry’de Sri Aurobindo ile tanışıyor ve yıllar içerisinde onun öğrencisi oluyor. 1930 yıllarında the Mother’ın aklına tüm insanlığın birlikte kardeşçe yaşayacağı evrensel şehir hayali düşüyor ve  1960’lı yıllarda Sri Aurobindo topluluğu Auroville projesini ortaya atıyor, UNESCO da bu projeyi destekliyor. 28 Şubat 1968’te 124 farklı milletten 5000 kişi Auroville’in ortasındaki banyan ağacının etrafında bu şehrin temellerini atıyor. 124 milletin temsilcilerin kendi ülkelerinden getirdikleri topraklar beyaz mermerle kalpı lotus şeklindeki bir kabın içerisinde karışıtırılarak saklanıyor. Şu anda da Anfi Tiyatro’nun ortasında bulunuyor bu kupa.”
Çok merak ettik bu yeri! Nasıl etkileyiciydi “Dünyada tüm milliyetlerin ötesinde herkese ait bir yer olmalı” fikri!
Ve Cumartesi günü gelip gördük bu yeri🙏🏻 Şu an 3000e yakın sakini ve dünyanın her yerinden belli periyotlarla eşlik eden gönüllüleri ile devam ediyor bu çevreci, hümanist ve evrensel oluşum. 50 yıl içinde bitimsiz gönüllü çalışmalarla geliştirilmiş. Çorak arazi ağaçlandırılmış, organik tarım yapılıyor, sürdürülebilir enerji kaynakları kullanılıyor, her şeyde geridönüşüm sağlanıyor, hatta tuvaletler öyle tasarlanmış ki, insan dışkısı bile gübreye dönüştürülüyor. Ayrıca her gün pek çok etkinlik, pek çok atölye yapılıyor; yoga, dans, tarım, müzik vb. Kişilerin tüm kimliklerinden sıyrılıp sadece insan olarak var olduğu bu komüniteyi çok sevdik ve daha sonra, bu sefer gönüllü olarak gelmeyi yazdık #bucketlist imize😉


#Auroville nin sembolü olan #matrimandir küresi sessizlik meditasyonu alanı. Biz Cumartesi günü ziyaret ettiğimizde o alana girebilmek için adımızı yazdırdık, pazar doluydu, Pazartesi 08.45 için bir bilet verdiler. (Her gün 10-11 ve 14-15 saatleri arası isim yazdırma saatleri). Ücretsiz olan bilet, ömürlük; yani, bundan sonra istediğimizde gelip meditasyon yapabiliriz burada😌

29 Ekim 2018 Pazartesi 8.45’te geldik Auroville’ye. Önce 15’dk lık bir video izletildi ve ardından shuttle servislerle kürenin yakınına geldik. Burada üzerimizdeki her şeyi emanete bıraktık ve bir görevli tarafından içerisi hakkında bilgilendirildik. Ardından kürenin içine girdik ayakkabılarımızı çıkarıp. Beyaz, sade ve sessizdi. Farklı bölümlerini dolaştık; su sesi vardı bir bölümde, bir bölümde ışık. Farklı din, dil ve ülkeden 50-60 kişi çember olup oturduk meditasyona. Yaklaşık bir saat sonra küreden çıktık ve yeniden bilgilendirildik buraya özgü ağacın altında. Hayatım boyunca unutamayacağım anlardı🙏🏻

Pazartesi, Ekim 29, 2018

Hindistan Mutfağı

Hindistan’da yemekle ilgili göze çarpan ilk şey #Vegetaryan beslenmenin yaygınlığı.Sadece veg menüye sahip mekanların yanısıra tüm restoranların mutlaka #veg ve #vegan menüsü var. #Nonveg menülerde tavuk,balık ve deniz ürünü (deniz ürününün en iyisi  Goa’daymış) oluyor genelde.Keçiye bir yerde rastladık şimdiye kadar. #Danaeti meselesine gelince, “inekleretapıyorlar” demek doğru olmaz ama geleneksel olarak kutsal sayıyorlar ve Hindular asla yemiyorlar.Nasıl bizde kedi,köpek sokak hayvanı ise,inekler de orada sokak hayvanı gibi özgürce dolaşıyor,kimse karışmıyor onlara.Trafik duruyor kimi zaman,inekler geçiyor rahatça. Söylediklerine göre yemek yasak değilmiş artık esasen.Ama biz ne restoranlarda ne de marketlerin kasap reyonlarında #beef e hiç rastlamadık.Bizdeki #domuzeti gibi sanırım;yasak değil ama yemek isteyen olursa aleni biçimde bulması pek de kolay olmuyor.Süt de #ineksütü yaygın değil ama bulunuyor; hayvansal olarak #keçisütü bulunabiliyor.Bitkisel olarak ise pekçok şeyin sütünü bulabilirsiniz; #soyasütü #bademsütü #hindistancevizisütü..Yoğurt olarak kendi yoğurtları var,bizimkine daha benzer #greekyogurt da her markette satılıyor.



Biz dışarıda yediğimizde çoğunlukla pirinç ve noodle yedik.Yediğimiz her şey oldukla acı,yağlı,sarımsaklı,baharatlı ve karışıktı.Biz acı sevdiğimiz için genelde bayıla bayıla yedik.Tavuk ve balığı kebap,tandır,pilavı büryan şeklinde pişirmeleri Türk mutfağı ile benzer yanı.Kişniş çok fazla kullanılıyor baharat olarak,ve elbette bir baharat karışımı olan ve farklı türleri bulunan #masala yı pek çok besinin içinde bulabiliyorsunuz.Restoranlarda Tali diye bir seçenek var, #vegtali ve #fishtali denedik biz. Çıtır bir çeşit ekmek olan aşırı lezzetli #paparam (#pappad da deniyor) ve bir kase pilav ile 3-4 tabak farklı sebze/balığın sunulduğu geniş bir tabak #tali Pekçok çeşit sunması bakımından zengin bir öğün seçeneği.Genel olarak porsiyonlar çok büyük zaten.Ekmeklerden #naan #çapata #pratha denedik,çok lezzetli.Hele bir de bir restoranda #butternan geldi ki,o an #karadenizpidesi zevki yaşattı bize🤤
Pazarları, marketleri gezdik epey; sebze, meyve envai çeşit. Yollarda da manavlara rastlanıyor sıklıkla; fiyatlar bizdeki gibi denebilir. Egzotik meyvelerin çoğunu denedik; #papaya #mango #guava #cumcordapple #passionfruit #coconutsuyu ...
#Kahvaltı meselesine gelince; gerçekten #türkmutfağı nın en güçlü kalesi peynir, zeytin çeşitleri içeren kahvaltısı ve insan yurtdışında çok özlüyor. Burada kahvaltıda #dosa dedikleri bir çeşit krepin içine soğan ya da patates koyarak yanına da #sambar dedikleri bir sosla yiyorlar. Ayrıca #idly ya da #Samosa gibi hamur işi çeşitleri olabiliyor. Kahvaltıda  #whitetea denilen sütlü, baharatlı çay içiliyor.
Suyu hep kapalı tükettik. Bizdeki gibi küçük su görmedik, hep 1-1,5 ya da 2 litre. Hava o kadar nemli ve o kadar çok terleniyor ki, ancak öyle içmek kesiyor insanı. Restoranlarda bile su isteyince 1litre geliyor. Bizdeki gibi dalga geçercesine 330ml gelmiyor ;)
Ve evet çatal-kaşık pek kullanmıyorlar; sulu yemekleri ekmekle, pilavı elle yiyorlar.



Cumartesi, Ekim 20, 2018

İran’da Couchsurfing

10.10.2018
Tebriz, Siahkel, Rasht, Lahijan ve Tahran’daki günlerimizden sonra şimdi Isfahan’a doğru giden bir otobüsteyiz.
Daha önceki seyahatlerimizde kalabalık grup olduğumuz için ev kiralıyorduk. İlk defa deneyimlediğimiz Couchsurfing -1 ya da 2 kişiyseniz- harika bir seçenek! Bu sayede 4 tane şahane aile tanıdık🙏🏻



Ücretsiz konaklama sağlaması ile daha uzun gezmenize yardımcı olması ilk hedef gibi görünebilir.



Ama aslında çok daha fazlası couchsurfing.



Turist gibi gezmek değil bir şehri, o şehrin insanlarını günlük yaşamda tanımak. Evlerini, yaşayış biçimlerini, fikirlerini öğrenmek, sofralarına konuk olmak. Dünyanın her yerinde insan’ın nüanslarıyla güzel, ve fakat, aynı zamanda nasıl benzer olduğunu tekrar tekrar fark etmek...


Ve en önemlisi, dünyanın farklı şehirlerinde dostlar kazanmak 💛

Çarşamba, Ekim 17, 2018

İran Yemekleri


Yemeklerin ve çorbaların geneli sebze, et ve hububatın bir arada kullanılmasıyla pişiriliyor.. Bizimkinden farkı kırmızı değil biraz daha kahverengi olması. Bir de elbette İran mutfağının vazgeçilmezi #safran! Başlarda garipsediğimiz bu tada kısa sürede alıştık. Çorbadan ana yemeğe, çaydan tatlıya her şeyin içine eklediklerini söyleyebiliriz. Yemeğin yanında sofrada ortada her zaman kocaman bir pilav oluyor. Onun da safranlı olduğunu söylememize gerek yok herhalde 😄 Pirinçler uzun ince. 
Sebzelerden patlıcan (#bademjan) çok kullanılıyor. Bizim favorimiz #kashkobademjoon oldu (erimiş peynirli, karamelize soğanlı kızarmış patlıcan)🤤
Ekmek olarak, lavaş türevleri ve Ramazan pidesi gibi çeşitler mevcut.
Ceviz yemeklerde sıklıkla kullanılıyor. Yoğurt, turşu bizimki gibi. Ayran sodalı, naneli ve daha az kıvamlı. 
Kuzu, dana ve tavuk eti dışında #deveeti de var mutfaklarında (denemediğimiz için nasıl tadı var bilmiyoruz).
Balık çeşitleri fazla ve bizimkilerden farklı kırmızı bir balık çok meşhur kuzey bölgesinde, ayrıca kurutulmuş balık da tüketiliyor. 
Meyveler bizimkilerle çok benzer, Türkiye’de ne varsa aynı lezzette burada da var. Küçücük çok lezzetli karpuzları var.
Suları buzlu ya da dolaptan çok soğuk olarak içiyorlar. Çeşme suları içiliyor.

Öğle ve akşam yemeklerinin zenginliğinden farklı olarak kahvaltıları bize göre oldukça sade. Lavaş, peynir, bal, reçelden oluşuyor, bazen de yumurta ekleniyor. Kahvaltıda servis tabağı kullanılmaması ve çatal yerine kaşık kullanılması dikkatimizi çeken farklılıklardandı.

Salı, Ekim 16, 2018

Bir Gezgin İçin İran Hakkında Önemli Bilgiler

Gezimizin İran kısmı bitti. İşimize çok yaramış olan bilgileri İran’a gitmek isteyenler için paylaşmak istedim:
1-Kadınların Giyimi
Eğer başını örten biri değilseniz, kafanıza şu boynumuza doladığımız şallardan birini öylesine atıvermeniz yeterli, saçlarınızın tamamının kapanması şart değil. Ayrıca dize kadar olmasa da, en azından poponuzu örtecek kadar uzun bir üst giymeniz uygun olacaktır.
Makyaj konusunda sözde sınırlama varmış ama kimse buna uymuyor, rahat olabilirsiniz.


2-Telefon Hattı 
Yabancılar #irancell alamıyor. Biz çok şanslıydık, Tebriz’de misafiri olduğumuz aile ilk günümüzde bizim için hat aldı. 20000 Tümen yükledik ve 5 GB internet, 20 dk konuşma hakkımız oldu. Rahat rahat iletişim kurabiliyoruz bu şekilde.
3-SNAPP 
Bizdeki #bitaksi ya da #über gibi bir uygulama. Taksi kullanmak Türkiye’ye göre çok daha uygun. Zira yakıt fiyatları bizim 14’te 1’imiz kadar!!! Biz Tahran’da #snapp ile geziyoruz. Öncelikle telefonunuza bu uygulamayı indirip, yerel bir hat üzerinden hesap açmanız gerekiyor. Ardından konumunuza yakın olan taksiyi çağırıyorsunuz. Plakasını sistemde gördüğünüz için buluşmanız kolay oluyor. Kadınsanız kadın sürücü çağırabiliyorsunuz. %25 daha az ödeyerek motor da çağırabilirsiniz. 
4-Toplu Taşıma
Henüz bir defa, Tahran’a ilk indiğimizde terminaldeki metro hattını kullandık. Sabah iş saati olduğu için aşırı kalabalıktı. Tahran’da birbirine bağlanan, geçiş istasyonları olan 7 metro hattı var. Metrolarda karma vagonlar ve kadın vagonları var. Biz çift olarak kadın vagonuna bindik yanlışlıkla😄 Neyse ki bakış ve konuşmalardan hemen anladık hatamızı ve sonraki istasyonda düzelttik. Şehir içi otobüslerde de arka taraf kadınlara ayrılmış. Şehirler arası otobüste (biz Lahijan’dan Tahran’a kullandık) böyle bir durum yoktu. Otobüs çok geniş ve rahattı, koltuklar neredeyse yatağa dönüşüyordu, ikram olarak çikolata, bisküvi, kek paketi vardı. Bizimki az bir farkla VIP otobüstü, normalleri de bu kadar rahat mıdır bilmiyoruz.
5-Para
Para meselesi başlarda biraz karışık geliyor. Banknotlar riyal şeklinde ama günlük yaşamda onun bir sıfır atılmış hali olan Tümen ile alışveriş yapılıyor. Şöyle düşünebilirsiniz  riyal sadece kağıt üzerinde ve resmî işlerde. Dolar kuru çok değişken, yaklaşık 14.000 tümen gibi düşünebilirsiniz. Bu durumda TL nin değeri tümenin yaklaşık iki katı gibi oluyor. Biz ilk etapta 50 dolar bozdurduk ve bir hafta yetti. Kredi kartı için vatandaşların yerel kartları var; bizdeki master ya da visa kartlar geçerli değil. O nedenle yanınızda nakitiniz olmak zorunda.
6-RAKAMLAR
Harfler gibi rakamlar da bizim için farklı. Para ve plakaları okumada zorlanmamak adına rakamları öğrenmelisiniz. 
7-VPN 

#Couchsurfing, #Twitter, #Facebook, #YouTube vs. yasaklı olduğundan bunları kullanmak için telefonunuza #TurboVPN ya da #VPNHotspot yükleyebilirsiniz. Bunları indirmek için markette bulamazsanız, daha önce indirmiş birinden #shareit ile linkini paylaşmasını rica edebilirsiniz.

Pazartesi, Ekim 15, 2018

İran Genel İzlenimler

Çok uzun zamandır hayal ettiğimiz seyahate başladık. 22 Eylül’den bu yana yollardayız. 10 gün İzmir, Ankara, Kars (evet Doğu Ekspresi’ne bindik:)), Ağrı ve Van’ı gezdikten sonra, trenle İran’a geçtik. Çok güzel 12 günün sonunda bu sabah Hindistan’a indik ve seyahatimize burada devam ediyoruz. İran’da internet çok sorunluydu, çok fazla site yasaklıydı. Notlar aldım elbette ve bir kısmını da instagramda paylaştım. Burada da kalıcı olsun istiyorum. Yıllarca gezilerimi yazdığım mecra burasıydı ne de olsa, daha instagram yokken...
İran genel izlenimlerimi yazdığım bir yazı:




07.10.2018
İran’da 5.günümüz. Anlatacak çok şey, paylaşacak çok fotoğraf var. Güncel olarak story lerde paylaşmaya çalışıyoruz ama uzun uzun yazmalı aslında...
Kadınların hicapsız, erkeklerin şortla gezemediği, devlet dairelerinde çalışanların namaz saatinde namazda olmalarının beklendiği (öğretmenler hariç), dans etmenin, kadınların şarkı söylemesinin yasak olduğu, okulların öğretmen ve öğrenciler için kadın erkek diye ayrıldığı (binaların arasında belli mesafenin de olması gerektiği) bir ülke İran...
Tüm bunlarla beraber, kadınlar üniversite okuyor, araba kullanma oranları yüksek, sosyal hayatın içindeler, çalışıp para kazanıyorlar.
Alkol satışı yasak ama yine de gizli yollardan temin ediliyor ve evlerde arkadaş toplantılarında tüketiliyor. Amerikan markaları yok. Ezan pek duyulmuyor.
Öte yandan, sanat ciddi sansür altında, toplu taşımada kadınlar ve erkekler farklı yerlerde, pek çok internet sitesi ve uygulama (Facebook, Twitter, Couchsurfing, Fizy, Spotify, İnstagram daki bazı sayfalar) yasaklı -ve elbette herkes VPN ile yine de bunları kullanıyor-...
Oysa ne büyük potansiyel! Koskocaman ülke.
Farklı coğrafi bölgeler, iklimler, doğal güzellikler... Tebriz’de tarih, Marzapan’da şelaleler, Gilan’da orman, güneyde çöl, kuzeyde Hazar denizi, Şiraz’da Persepolis...
Kadim bir medeniyet, yıllardır ilim üretilen topraklar, dünyaca ünlü tıp doktorları, şairler...
Büyük bir turizm potansiyeli yatıyor bu ülkede. Ama, buna rağmen, yolculugumuzun İran’dan başlayacağını duyan çoğu kişi “Neden İran?” dedi. 
Gelmeden önce bizim de kafamızda oldukça eksik bir İran imajı vardı elbette. Hepimizin var...
Ama gelip görünce -henüz sadece iki bölgesini görmemize rağmen- tazelendi, değişti bu imaj.
Seyahat etmek işte bundan güzel en çok da!
Tüm önyargıları yıkan büyülü bir şey gezmek 🙏🏻“