Cuma, Şubat 17, 2017

ertelenen ama asla kendini unutturmayan bir depresyon varmış...

bir garip hallerdeyim...
uzun zamandır...
depresyon desem değil...
çok mutsuz muyum, hayır. çok hevessiz miyim, hayır.
ama mutlu değilim öte yandan... hevesli de değilim.

ilk 2,5 yıl önce ortaya çıktı.
2014 yazında iğneada sahilde ateş yakmış sucuk-şarap yaparken, alkolün de etkisiyle sohbet keyifli hale geldikçe geliyor uzadıkça uzuyor, içtenleştikçe içtenleşiyordu.
hayattan ne istediğimize geldi konu... hiçbir şey istemediğimi o an fark ettim. söze dökülünce vücut bulur hisler bazen. öyle oldu...
konuştukça fark ettim yaşamak istemediğimi... ölmek istemekten farklı bu...
yaşamayı istememek. yani "yaşamak istemiyorum" değil de "yaşamasam da olur"...

derinlerimde bu düşünceyi taşımak hissizleştirdi beni zamanla... 
ne duygularımı ifade edebiliyorum adamakıllı ne bana duygularını anlatanlara iyi geliyorum.
hissettirmiyor gibiyim zira...
düşünmüyorum da hatta. kendim üzerine.


geçici çözümler buluyorum şimdilik. eski halimde heyecanlandığım ne varsa hatırlıyorum bir bir.
yine iyi hissettirir umuduyla bu bildik yollar, sinemaya gidiyorum tek başıma, çiçeklerimin topraklarını havalandırıp saksılarını değiştiriyorum, kitap okuyorum, yürüyüş yapıyorum, yoga yapıyorum, seyahat ediyorum, bira içiyorum, kedi seviyorum, yazıyorum...
geçiştiriyorum böyle böyle ben kendimi...
bastırıyorum yine bir şeyleri...