Cuma, Kasım 02, 2012

takıntılı annenin takıntılı kızı;)

biz çocukken, annem çok kurallı, titiz bir kadındı. dağınıklıktan nefret eder, tüm evi sık sık yıkayıp paklar, yardım etmeyince ablamla beni azarlardı. hiçbir şeyin yerinin değişmesine tahammül edemezdi. 


ben yıllarca, annem dokunmasın, kendince düzen kurmasın diye, kendi eşyalarımı ona fırsat vermeden düzenleme peşinde koştum. örneğin giysiler konusunda hızlı olmalıydım, çünkü ben kendime göre yerleştirmezsem, o ilk fırsatta kendince yerleştirirdi ve ben de eşyalarımı arar dururdum, sonra tartışırdık vs.
özellikle de misafirler konusunda çok takıktı. yemeyen uyuz bir çocuk olduğumdan, normalde bir şeyler yiyeyim diye çırpınan kadın, misafirler için hazırladığı ikramlara, onlar gidene kadar dokundurtmazdı mesela.. evin düzeni kaçacak diye arkadaşlarımın gece kalması çok takdir ettiği bir şey değildi örneğin..

işte böyle böyle derken, ben, düzen konusunda hassas ve kontrolcü, kuralcı bir insan oldum.

sonra, babam vefat etti. annem pek düzenli yemek yapmaz oldu, temizliğe hayatında verdiği yer de yavaş yavaş azaldı. 
sonra ben yanından ayrılıp buraya geldim, ablam evlendi aynı dönemde. o yalnız kaldı, iyice sosyal bir insan oldu, dışarıda yiyen, arkadaşlarını eve yatıya davet eden, evin düzenini pek umursamayan bir kadına dönüştü..

bense, düzen konusunda hassaslıktan yavaştan obsessifliğe kayan bir insana dönüştüm farkına varmadan.. 

şimdi bende kalıyor mesela. rolleri değiştik, çok komik:
çıktığı her odadan sonra, çaktırmadan peşinden gidip kontrol ediyorum, düzenli bırakmış mı bırakmamış mı diye:)
o da farkında durumumun, "beni sen böyle yaptın" diyorum, "doğru yolu bulmak için benim gibi 50'ye kadar beklemene gerek yok, boş şeyler için kendini yorma" diyor o da.
haklı, haklı elbette, ama, kolay değil değişmek, bilirsiniz..