Çarşamba, Ağustos 25, 2010

cem adrian-sonbahar albümü- kayıp çocuk masalları


Sonbahar yaklaşıyor....
Pencereler açık uyuyamadığında şehrin insanları ve üşümeye başladığında sokak çocukları, herkesin dinleyeceği bir şarkısı, herkesin inanacağı bir masalı olmalı.


Yoksa nasıl dayanabiliriz...


Cem Adrian

hepimizin özlediği tat- PAMKO



bim'deki starkrak tadını anımsatsa da, kattiyen yerini tutmuyor...

dama'yı yeniden keşfetmek


dün akşam 9 yaşındaki kuzenime "dama" öğretmeye kalkışınca; işbu oyunu, bizzat kendimin de en son onun yaşlarındayken oynamış olduğumu ve aslında oyunu pek de bilmediğimi fark ettim.

(ablamla oynardık, ben hep yenilirdim. bilgimiz temel kurallardan ibaretti, stratejilerden bihaberdik. )

derken, dedem dayanamayıp müdahale etti. dedem yıllardır -en azından ben kendimi bildi bileli- ilgilenmiyor olsa da, kendisinin gençliğinde bu konuda mahir olduğunu annemden duyardım.

dedemim müdahaleleriyle anladım ki, dama -gerçekten bilince- oldukça keyifli bir oyun ve sanırım yeni iptilam olacak.


15 yıl sonra yeniden tadına vardığım bu oyunu çevremdeki herkesle oynamadan rahat edemeyeceğimi buradan belirtir, bugüne dek "tavla oynayalım" diye baskı yaptığım herkesi "dama oynayalım" baskıma hazırlığa davet ederim.