Çarşamba, Ağustos 10, 2011

cevdet bey ve oğulları


lisedeyken sessiz ev, kara kitap, beyaz kale ve yeni hayat'ı okumuş ve her birini çok sevmiştim. ilk eseri olan cevdet bey ve oğulları da yıllardır okuma listemde olmasına karşın, anca fırsat bulabilmiştim.
ve nihayet, bir ayı aşkın süredir devam eden okuma sürecim, dün itibariyle bitti.
kitabın içine girmem, tarzına, anlattıklarına adapte olmam 400 sayfadan sonra başladı. ve o andan sonrası çok güzeldi. sanırım benim konsantrasyonumla ilgili bu kadar geç sevebilmem kitabı. yoksa "olay 400'den sonra başlıyor" gibi bir yorumum yok kitapla ilgili.

kitapla ilgili yorumuma gelince:

orhan pamuk'un 1974-78 yılları arasında (22-26 yaşlarında iken!) kaleme aldığı eserde, tüccar bir ailenin 3 kuşak boyunca yaşamları anlatılırken, Abdulhamit'in son yıllarından başlayarak 1970'lere geliniyor; ve ailenin değişen yaşamının yanısıra, ülkenin ve toplumun değişimlerine de tanıklık ediyoruz kitapta.
pekçok karakter var. pekçoğu derinlemesine çözümleniyor.(favorim refik- ahh o bitmeyen arayışlar!) olaydan çok, duygu ve düşünceler yer tutuyor eserde... ve tespitler... sevdiğim gibi...
ben sevdim, okurken keyif aldım. darısı sizin başınıza;)

dizisine gelince:

tabi ki hoşuma gitmiyor. önyargılı olmak istemem ama, orhan pamuk'un neden/ nasıl izin verdiğini anlamıyorum... bu kadar yoğun içsel çözümlemelerin olduğu bir eserin, televizyon dizisine nasıl uyarlanabileceğini de merak ediyorum...
ve tabi bir de, diziden sonra, kitabı diziyle duyup da okuyan pekçok kişi olacak. ve, bu durum eminim pek çoğumuzun canını sıkacak. (nedense... neden takılıyoruz aslında böyle şeylere...)