Pazartesi, Mayıs 02, 2011

Nice Mutlu Yıllara Sevgili Blogum ;)

Okumayı ve yazmayı öğrendiğimden beri, ikisini de çok seviyorum. Ortaokulda -ilk ergenlikte- hani şu hayalperest olunan dönemde (psikoloji- eğitimbilim eğitimi alanlar bilir: “idealist düşünce”den bahsediyorum.) kitap yazma hayalim vardı. Kitapların büyülü, çekici dünyasına gömülmüştüm. Kendimce yazıyor ve kitabımın çıktığını hayal ediyordum. Biraz daha büyüyünce bir kitap yazmanın gerektirdiği bilgi birikimi ve emeği idrak ettim ve “bir gazetede köşem olsun, öyle ciddi bir şey de olması gerekmez, pazar eki olsa bile yeter” diye söylenmeye başladım. Kendime güç vermek için de fütursuzca Ayşe Arman, Tuğba Akyol’un yazdıklarını küçümseyip “ne var bunda, ben de yazarım böyle yazılar” deyip burun kıvırdım. Sonra, üniversitede “psikoloji dergilerinde yazayım bari, her ay olmasa da arada bir, bir makale yazarım” isteğine kapıldım. Ama genel kişilik özelliğim gereği (ataletJ), hiçbiri için harekete geçmedim…

Sonra okul bitti, iş hayatı başaldı, yazma isteğim hiç azalmadı...

Bilim çağının insanlara velinimeti olan, daha önce ulaşamayacakları pekçok fırsata ulaşmalarını sağlayan bir hizmet olan internet ve onun sayesinde hızla gelişen sosyal medya sayesinde yazabilmenin ve insanlara ulaşabilmenin yolu olan blogları keşfettim sonra…

Ve blogumun doğumgünü bugün!

1 yıl oldu blog yazmaya başlayalı, hayatımın güzel girişimlerinden biri olarak değerlendiriyorum bu süreci.

Blogların yazanlar ve takip edenler arasında güzel ve yararlı bir iletişim ve karşılıklı öğrenme fırsatı yarattığını düşünüyorum. Yazmayı, paylaşmayı bunca seven biri olarak çok hoşuma gidiyor.



Ve ben bugün, ilk başta, blog açmam için teşvik ve teknik desteğini esirgemeyen hayatımdakisevgiliinsan’a ve bu süreçte bana destek olan herkese, tüm okurlara ve izleyicilere, yorumlarıyla mutlu edenlere şükran borçluyum;) okurlar olmasa/ paylaşım olmasa bu kadar anlamlı olamazdı...