Pazar, Aralık 12, 2010

sevdiğim şaraplar

şarap hadisesinden çok anlamam. hangisi kalitelidir, hangi üzümden nasıl şarap yapılır, hangi bölgede hangi şarap üretilir vs.

bir sıcak şarap içmeye bayılırım (evde de yaparım), bir de şirince meyveli şaraplarını çok severim -bilhassa karadut ve ayva-. onun dışında kırmızı/ beyaz şarap seçimini arkadaşlarıma bırakırım.

arkadaşlarımın seçimlerinden öneriler:

*trakia chardonnay-bulgar- beyaz şarap

*kutman- antik anadolu- kırmızı sek

*şirince- beyaz tatlı bi ermeni şarabı vardı bi de, on numara lezzetti.
tavsiye ederim.

seyyar sahne- tehlikeli oyunlar


pek iyi bir tiyatro izleyicisi olduğum söylenemez. yılda 5-6 oyun görüyorumdur ortalama. çoğunda da bir yerden sonra sıkılırım, bitsin isterim.
(bir de kültürlü insan olmakla; tiyatro/ opera/ bale izlemenin ilişkisini tam kavramış değilimdir, de, o ayrı konu.)
5 yıl önce, izmir'de, nisan'da düzenlenen tiyatro şenliklerinde izleme fırsatı bulduğum 2 oyun çok etkilemişti beni. biri kara sohbet diğeri karar kimin.








yılllar sonra, dün akşam 130 dk. boyunca keyifle seyrettim tehlikeli oyunlar'ı. ışık, müzik yok; dekor sade (yalnız 2 salıncak). oyuncu erdem şenocak, elleriyle, ayaklarıyla, mimikleriyle, tonlamalarıyla çok başarılı. mutlaka görülmeli.
oyun, oğuz atay'ın aynı adlı romanından oyunlaştırılmış; 80' ve 50'lık 2 perdeden oluşuyor; tek kişilik; itü maçka kampüsünde ocakta da gösterimleri devam edecek gibi duruyor. ben bir daha izleyebilirim, sizleri de beklerim.
oyunda pekçok vurucu monolog var elbet. lakin benim en çok hoşuma gidenlerden biri:
"tehlikeli oyunlar oynamak isteriz; ama, kılımıza zarar gelsin istemeyiz."