Pazartesi, Mart 14, 2011

benim bir hayalim var

ev arkadaşım 2 ay içinde evleniyor, benim ev olayını nasıl halledeceğim henüz belli değil.. kafam karışık, hayatım belirsiz... 3-5 yazı öncesine bakarsanız, nasıl bir "düzen özlemi" içinde olduğumu görebilirsiniz...
hayallare gark ediyor beni içinde bulunduğum durum. şöyle birşey olsa mesela:

tek katlı müstakil 1+1 evlerden oluşan bir site...
güvenli...
yemyeşil...
basketbol potalarının, tenis kortlarının, koşu parkurlarının, kamelyaların vs olduğu...
eğitimli, eğlenceli, belli yaş aralıklarında olan bekar insanların yaşadığı...
akşamları site içinde toplaşılıp sohbetlerin edildiği...
400 tl kirası olan...
hem bireysel olunabilen hem de yalnız kalınmayan...
baya da ciddiye aldım sonra hayalimi; hangi semtte olabilir diye düşünmeye başladım vs. sonra da, büyük ikramiye çıkarsa (yılların hayali olan anaokulu açma fikrimden vazgeçip:)) bu siteyi kurmaya karar verdim hatta...

ben hemcinsimin doğal, rahat ve sadesini severim;)


ojesi çıkmış, kaşı uzamış, ütüsü bozulmuş, saçı dağılmış halini asla göremediğimiz pekbakımlı kızlar beni strese sokuyor, demoralize ediyor, üzüyor hatta...

takdir de ediyorum elbet bir yandan; karda kışta bile paçaları çamur olmuyor hiç, ben üşümeyim diye atkılara- berelere- kalın montlara sarınırken, işbu kızlar kısa ince ceketleriyle son derece şık ve karizmatik kalabiliyorlar...
hayret ediyorum.

istanbul'daa ilkbahar:)



mutluyum!
3 gündür güneş var.
şal, bere, kalın kabandan sıyrılıyoruz yavaş yavaş. ince ceketlerle, güneş gözlüklerimizle, içimizin kıpırdanmasıyla hepimiz daha güzel daha rahatız.

bi de şu var:
şarkıda diyor ya, "yediden yetmişe herkes mutlu yaşasa dünyada"
bu niye bu kadar zor, insanlık tarihinin başından beri hem de?