Pazar, Şubat 23, 2014

son zamanlarda gezmeler

biliyorsunuz, eskisi kadar gezmiyorum artık. hafta sonlarının ille de koşturmalı ve yeni yerler görmeli değil de zaman zaman da evde zaman geçirmeli ve dinlenmeli bir yaşam dilimi olması gerektiğini öğrendim.
e malum 30a da dayandık, enerjimiz eskisi kadar çok değil, biraz fazla içince ya da uyku düzenimiz bozulunca ertesi sabah vücudumuz ağrıyor artık:)
yine de enerjim ve zamanım yettiğince, güzel istanbul'daki etkinlikleri ve yeni açılan mekanları takip etmeye çalışıyorum. bakalım neler yapmışız son zamanlarda:

mano burger galatasaray şubesi
uzun zamandır mano burger müdavimiyim. ama hep asmalı mecsit şubesine gidiyordum. geçenlerde galatasaray şubesi'ne gittim ve burayı daha çok beğendim. daha ferah ve dekorasyonu daha güzel.

eskici nostalji (nevizade)
izmir'den gelen arkadaşlarımızla eğlenmek üzere gittik bir iki ay önce. ilk gidişimdi. normalde sıkışık ve karanlık mekanları sevmesem de çalan çocukluğumuzun müzikleri eşliğinde epey bir eğlendim.


neoclassic:
bir cuma akşamı bu kalabalıkta nasıl yer bulup bir yerlerde oturacağız diye düşüne düşüne istiklal'i aşağı yukarı turlarken, bir şarkı duydum birden. travis'in özel bir anlamı vardı, bu bir işaret olmalıydı... kaldırıp kafamı mekana baktım, tarihi bir binaydı... e o zaman durduğumuz hataydı:) yıllardır önünden defalarca geçip gittiğimiz (çiçek pasajı karşısı) o tarihi binaya girdik ve neoclassic'e girdik, romantik bir dekorasyona sahip bu mekanı çok sevdik.


beykoz dilruba kahvesi ve kanlıca
bir ay önce ablamlar sürpriz bir biçimde haftasonu için ziyaretime geldiler. ve sakin sessiz beykoz'a gittik. benim ilk gidişimdi ve hayran kaldık. dilruba kır bahçesi'nde kahvaltımızı yaptık ve sonrasında kanlıca'da kahvemizi içtik.doğanın içinde huzur bulmak isteyenlere önerilir!





maalesef yeterli zamanımız olmadığından, yuşa tepesi ve anadolu kavağı bir başka sefere kaldı.

pierre loti
ablamlar beykoz'dan izmir'e dönmek üzere yola çıkınca, biz de en yakın arkadaşlarımızla buluşmak üzere eyüp'e gittik. çok sevdiğimiz pierre loti'ye çıkıp güzel manzara eşliğinde simit çay muhabbet üçlüsü ile keyifli bir akşam geçirdik.



hard rock cafe
yakın zamanda bir süre amerika'da yaşamış olan canım arkadaşımın önerisiyle gittik hard rock cafe'ye. beni en çok çeken :) çalışanların ve müşterilerin niteliği oldu;) özellikle kalabalık grup olarak gidildiğinde çok eğlenilebilecek nezih ve konseptini sevdiğim bir mekan. 

tonton baba
ben çocukluğumdan beri tam bir sucuk canavarıyım! bu nedenle dışarıda bir şey yiyeceğim zaman mümkünse sucuk ekmek tercih ederim. ve neden yaygın değil diye hep üzülürüm. mesela kabataş'ta ne güzel vardı, o da yok artık:( neyse ki tonton baba var! ben de ara ara florya ve bakırköy şubelerine uğrayıp keyifle  sucuk ekmeğimi yiyorum.

jolly joker
istanbul'da beşinci yılım ve ben ilk defa gittim jolly joker'e. aslında bu tarz yerlerden sadece birkaç tanesine gittim zaten (ghetto, hayal kahvesi, iksv). zira kalabalık, sıkışık, karanlık ve gürültülü mekanlardan hoşlanmıyorum. oturup rahatça sohbet edebildiğim ve fonda güzel şarkılar dinleyebileceğim mekanları tercih ediyorum bu nedenle. sevdiğim sanatçıları canlı olarak dinlemek içinse açık hava konserlerine gidiyorum.


beylikdüzü kuğulu park
özel yeteneklilerle ilgili bir seminer vermek üzere geçtiğimiz haftalarda beylikdüzü kültür merkezi'nde bulundum. öğle arasında pek çok kişiden methini duyduğum kuğulu park'a oturdum ve bu övgüleri hak ettiğini gördüm. 



bir de kuğulu park'a giderken bu parktan geçiliyor.


ben hayran kaldım ve bir beylikdüzü aşığı olan hayatımdakisevgiliinsan'a hak verdim. refah düzeyinin diğer semtlere göre oldukça yüksek olduğunu düşündüm beylikdüzü'nün. geniş alanlar var bir kere. kadınlar sabah yürüyüş yapabiliyor, koşabiliyor, bisiklete binebiliyor. ki bunlar benim beş yıldır bahçelievler'de hasret kaldığım aktiviteler... ve yine çoğu semte göre oldukça güvenli görünüyor; ki güvenlik de çok önemsediğim ihtiyaçlarımdan biri.

erdem beyazıt kültür merkezi
sevgililer günü'nde anjelika akbar'ı dinlemek üzere gittik. güzel bir salon. anjelika akbar'sa çok zarif, çok naif, çok hoş! 

santral istanbul-bilgi üniversitesi
geçtiğimiz haftaiçi klinik psikoloji bölümünün düzenlediği bir konferansa katılmak üzere gittim. iki ay kadar önce ilk defa gitmiştim bilgi üniversitesi kampüsüne ve çok beğenmiştim. o nedenle bu konferanstan da haberdar olunca "eğitim bahane kampüs şahane" diyerek koşa koşa gittim. 
elektrik müzesindeki kızılötesi kamerada çekildiğimiz fotoğraflar ne kada da ilginç bi o kada değişik değil mi:)


karaköy güllüoğlu
dün akşam bir arkadaşımızın doğum gününü kutlamak fosil'e gittik, öncesinde de hayatımdakisevgiliinsan için güllüoğlu'na uğradık. karaköy'deki güllüoğlu diğer semtlerdeki hepsinden bağımsız ve en çok beğenilen güllüoğlu. ben baklava yemiyorum, o nedenle bilemeyeceğim, ama sadece 2 lira olan çayı çok lezzetliydi. onun dışında self servis olayını seviyorum, masaların yerlerin ve dekorasyonun geleneksel ama sade oluşu da hoşuma gitti.

karaköy fosil
duymuşsunuzdur, galata- karaköy bölgesi yeni asmalımescit olma yolunda. yeni tiyatro sahneleri kuruluyor, barlar, eğlence mekanları açılıyor. yakın zamanda açılan mekanlardan biri de fosil.10-10,5 a kadar yemek için gidiliyor ve rezervasyon şart, 10,5tan sonra yemek yok, müzik ve dans var, biz erkenden orada olduğumuz için hızlıca girdik ama daha geç saatte gelen arkadaşlarımızı epey bir kuyrukta beklemek durumunda kaldılar.
mekanın manzarası çok güzel. karşıda topkapı sarayı, solda boğaziçi köprüsü, sağda beyazıt! bir akşam üstü akşam yemeği için gitmek çok keyifli olur diye düşünüyorum. ancak yukarıda da dediğim gibi, ben öyle rahat hareket edilemeyen ve bağır bağır müzik olan mekanları sevemedim gitti. hele bir de yaş biraz ilerleyip çalan yabancı müzikleri de tanımaz olunca...(allah'ım barda kabak gibi sırıtan orta yaşlı mı oldum ben:))
bir de ilk defa sakız likörü içtim ben dün akşam. böyle bir lezzet yok! damla sakızı aromasını çok seven biri olarak nasıl bunca yıl kaçırmışım anlamadım ama bundan sonra müptelası olacağım kesin! mesela türk kahvesinin yanında!!! muhakkak tavsiye olunur efendim. afiyet olsun:)