Çarşamba, Ocak 12, 2011

dolmuş maceralarım- bilmem kaç

dolmuşta çocuk varsa, konuşmalarını dinleyip neşelenirim.
yakın zamanda yaşadığım bir örnek:
yanımda, 4-5 yaşında pembeler morlar içinde kız çocuğu babasının kucağında oturuyor. gelinlik satan dükkanın önünden geçerken:
- aa, baba gelin!
diye heyecanlanıyor, babası açıklıyor.
- annemin niye gelinliği yok?
diye soruyor sonra, babası açıklıyor.
- düğüne giderken niye giymiyor?
diye soruyor bunun üstüne. ve son nokta;
- annemle siz evli misiniz?

oblomov olmak


-okuyanlar bilir- oblomov, sürekli olarak, yattığı/ oturduğu yerden yapacaklarını düşünen, planlayan; lakin, bunları gerçekleştirmek için harekete geç(e)meyen, sürekli erteleyen gonçarov yaratımı bir karakterdir. okumayanlar da, okusundur. (filmi de vardır; lakin, kitap özellikle tavsiye edilir)

erteleme davranışını/ sorununu hayatımda sıklıkla yaşayan biriyim ben de; ama, şu son zamanlardaki kadar somutlaşmamıştı sanırım hiçbir zaman. öyle bir haldeyim ki bu ara, işten çıkar çıkmaz yatağımı düşlemeye başlama, eve gelir gelmez yatağa girme, yeniden çıkma gücünü bulamama vs.

bu seferki psikolojik bir durum değil bir de; -kullananlar bilir- roaccutane denen ilaç tüm enerjimi alıyor, feci bir fiziksel yorgumluğum var... yattığım yerde, yapmak istediğim/ yapmak zorunda olduğum bir ton şey geçiyor aklımdan; gel gör ki, derler ya, kolum kanadım kalkmıyor...