Pazartesi, Ekim 22, 2012

ne güzel şarkısın sen!

şarap içince yanakları al al olan kaç kişiyiz.com

favori içkim olmasa da severim şarabı, hafif ve tatlı olmak kaydıyla tabi.
gel gör ki, her içişimde vücudum bir anda ısınır, sıcak basar ve yanaklarım domates gibi olur. bu nedenle genelde dışarıda değil, evde çok yakınlarımla ya da yalnızken içmeyi tercih ederim.
evlerde toplaşıp şarap içmeler, şarabını alıp birine gitmeler, orada gece yarısı sızmalar da pek kalmadı ya neyse. 
üniversite yıllarını özlüyorum bazen.. öğrenciliğin verdiği o özgürlüğü.. 


pazar gecelerini sevmiyorum. cuma ve cumartesi geceleri tam özgürlüğe alışmışken pat diye yeniden ertesi gün işe gidileceğini bildiğin bir gece! 
iş hayatından nefret ediyorum böyle zamanlarda, çalışıyor olmanın insanı bu kadar kısıtlıyor olmasından.. 
"uykunun en tatlı yeri izni olmalı" demişti birgün çok yakınlarımdan sevgi.. ne kadar insani esasen değil mi? bazı sabahlar nasıl güzeldir uyumak, nasıl zordur o yataktan ayrılmak..
benim için bir de "evimi düzenli bırakmayınca rahatsız oluyorum" izni olmalı:)
bugün düşündüm de çalışan kadının (ya da belki de sadece benim) temel sıkıntısı hem eve hem işe koşmaktan çok yorulmak değil de, evine yeterince zaman ayıramamak aslında, hep aklı evde olmak, hep yapılacak işleri tam yetiştiremeyip gözü arkada çıkmak evden...