Şenlik ve festivallerde dinlemekten çok keyif aldığım Baba Zula'nın bu ara dinlemelere doyamadığım bu şarkısını İstanbul'dan güneye yaptığımız uzun yolculuklarımızdan birinde keşfettiğimi dün gibi hatırlıyorum... Muhteşem hissettiriyor bana, özgür gibi...
Böyle yaşıyor o/ Ne kimseye gösteriş olsun diye ne birisini etkilesin diye/ Nasıl da içtenlikle seviyor yaşamı ve güzellikleri...
Cuma, Mart 30, 2018
Baba Zula- Efkarlı Yaprak
Etiketler:
baba zula,
müzik,
ruh hallerim,
ruhun gıdası,
sanat,
sevdiğim şarkılar
Cuma, Mart 23, 2018
Tülay German- Dere Geliyor Dere
Dinlemelere doyamıyorum...
Etiketler:
fransız müziği,
müzik,
ruhun gıdası,
sanat,
sevdiğim şarkılar,
türkü
Perşembe, Mart 22, 2018
Farklı Rüyalar Gibi...
"Zaman hep senin yanında
Sıcak bir donukluk kanında
Onunla gelmiştin bana
Gözlerin hep uzaklarda
İlk kez gibi buluştunuz
Son kez gibi seviştiniz
Sen istersen sonu gelir
Hayatına bir yön verir
Farklı rüyalar gibi
Farklı dünyalar gibi
Mutsuzluğun ortasındasın
Ne yapsan da kurtulamazsın
Delirdi sen gittin diye
Bana ağladı , sordu yine
Cevapları hiç bulamadın
Neden, nasıl soramadın
Gerçeklerin arkasında
Çelişkiler var sonunda"
Etiketler:
eski şarkılar,
müzik,
ruhun gıdası,
sanat,
sevdiğim şarkılar
Pazartesi, Mart 19, 2018
Yeni Müzik Keşfi- Tülay German
"Mecnunum Leylamı gördüm
Bir kerece baktı geçti
Ne sordum ne de söyledi
Kaşlarını yıktı geçti
Soramadım bir çift sözü
Ay mıydı gün müydü yüzü
Sandım ki zühre yıldızı
Şavkı beni yaktı geçti
Ateşinden duramadım
Ben bu sırra eremedim
Seher vakti göremedim
Yıldız gibi aktı geçti
Bilmem hangi burç yıldızı
Bu dertler yareler bizi
Gamze okun bazı bazı
Yar sineme çaktı geçti
İzzet-i der ne hikmet iş
Uyur iken gördüm bir düş
Zülüflerin kemend etmiş
Yar boynuma taktı geçti"
Etiketler:
müzik,
ruhun gıdası,
sanat,
sevdiğim şarkılar,
tülay german,
türkü
Cumartesi, Mart 17, 2018
Dünyadaki Çok Güzel Şeylerden Biri Olarak, Shpongle.
10 yılı aşkın zaman öncesi, üniversite yılları...
Kalabalık öğrenci evleri, herkesin arkadaşını getirdiği hani, çok farklı yapıların bir araya geldiği... Çılgınca üst üste film izlenen geceler (vcd-dvd-divx vardı o zaman:))... Kandaki alkol ile demlenen muhabbetler...
"Özgürlük" tutkunu olduğumuz zamanlar. "Farklı" olmak istediğimiz, uçlarda gezindiğimiz, her şeyi denemek istediğimiz... Farklı müzikler, trans müzikleri... İlla ki, dünyayı gezip görme arzusu, takı yapıp satarak belki; kaçıp gitme hayalleri, Hindistan'a elbette en çok da...
Güzeldi.
Öyle çok dinledim ki bir dönem bu şarkıyı... Şimdilerde de ara ara açıp dinlemek iyi geliyor.
İlk kez dinleyenler sabırlı olsun, 5. dakikaya yaklaşırken çok keyif veren bir vokal giriyor ve 7.dakikaya yaklaşırken bir sürpriz var;)
Etiketler:
müzik,
ruh hallerim,
ruhun gıdası,
sanat,
shpongle
Pazartesi, Mart 12, 2018
Adamlar- Hepinize El Salladım
Yıllardır aynı şarkıları dinliyorum. Çok sevdiklerim var, döndürüp döndürüp dinliyorum, yenilere pek şans vermiyorum.
Gel gör ki, bu aralar çok severek dinlediğim yeni bir grup var. İlk olarak çalıştığım okuldaki 12-13 yaşındaki çocuklardan duyduğum Adamlar grubunu, ablamın da çok sevdiğini öğrendim yaz tatilinde görüştüğümüzde... Bir albümünü müzik klasörüme atmıştı. Şimdilerde karışık dinlerken denk gele gele pek hoşuma giden bir şarkılarını paylaşmak istiyorum sizlerle de. Umarım siz de aynı keyifle dinlersiniz;)
"Zor zamanlar olur
Nasıl çıkarsan içinden omurgan öyle şekillenir..."
Etiketler:
müzik,
ruhun gıdası,
sanat,
sevdiğim şarkılar
Cumartesi, Mart 03, 2018
2018 Şubat Ayı Filmler (4) ve Kitaplar (4) , 4 Farklı Dizi
Kısacık şubat ayının okuma-izleme bilançosu nasılmış bir bakalım.
3'ü Türk sinemasından olmak üzere, 4 film izlemişim bu ay:
Limonata
Ali Atay'ın bu ay vizyona giren ikinci filmini izlemeden önce, ilk filmini izlemek iyi olur diye düşündüm. Bir akşam evde izledik. Keyifle izlenen ve orijinal bir yol filmi. İlk kez bu film ile tanıdığım Ertan Saban'ın oyunculuğunu çok başarılı buldum.
Ölümlü Dünya
Limonata'yı izledikten sonra Ölümlü Dünya'ya gittim sinemada. Pek eğlendim ben. Tüm eksiklerine rağmen, heyecanlı ve keyifli bir kara komedi olmuş.
Bir de şöyle düşünüyorum. Her filmden çok şey beklememek gerek, iki saat seni alıp başka bir dünyaya götürsün; eğlendirsin/ güldürsün/ düşündürtsün/ ağlatsın... Tamam işte. Daha ne olacak ki?
Cebimdeki Yabancı
Zor bir iş gününün ardından kafa dağıtmak için bu filme girdim sinemada. Bol diyaloglu, tek bir mekanda geçen, 7 kişilik bir film. İtalyan bir filmin Serra Yılmaz yönetmenliğinde yeniden yapımı. Aynı zamanda Plan Be'de tiyatro oyunu da (Mutluyduk Belki Bugüne Kadar) oynuyor. Cep telefonlarımızın içinde tüm hayatımızı ve özelimizi taşıdığımız ve en yakınlarımızdan bile neleri sakladığımızı konu ediniyor film. Baştan sona tempo düşmüyor ve keyifle izleniyor. Tüm oyuncular son derece başarılıydı. Gayet güzel bir film olmuş bence.
Mucize- Wonder
Geçen sene okuyup çok etkilendiğim ve tüm çocuklara okutma arzusu duyduğum mucize kitabı nın filmini gördüğümde çok heyecanlanmış ve izlemeyi çok istemiştim ama vizyonda kısa kaldığından ayarlayıp da izleyememiştim. Evde izlemeyi denemiştim sonra, ama alt yazısını bulamıyordum. Nihayet ayın son günlerinde aklıma geldi tekrardan bu film ve "bir defa daha şansımı deneyeyim" dedim. Nihayet alt yazılı halini bulabildim internette.
Bilirsiniz, kitap uyarlamaları genelde yetersiz ve zayıf kalır; ama, bu film çok güzeldi. Kitaptaki duyguyu seyirciye geçirmeyi başarmıştı. Çok keyif alarak izledim ve mutlaka izleyin derim!!!
Bu ay evde bol bol dizi izlemişiz hayatımdakisevgiliinsan ile:
Black Mirror- 2.sezon-1. bölüm
The National Anthem, Fifteen Million Merits, The Entire History of You isimli 3 bölümden oluşan birinci sezonu, üç bölümü de epey aralıklarla da olsa izleyerek tamamlamıştık. Her biri de çok etkileyiciydi.
İkinci sezona devam edelim dedik ve Be Right Back ismindeki ilk bölümünü izledik (kaldı 3 bölüm). Yine son derece düşündüren, sorgulatan ve geren bir bölümdü.
Fi- Çi 8-9
Sonlandırılma kararı alınan Çi'nin 8 ve 9. bölümlerini yayınlanır yayınlanmaz izledim. 8.bölüm tüm bölümler arasında belki de en iyisiydi. Çok güzeldi. Ancak 9.bölüm sona yaklaşırken hızlandırma telaşı hissettirdi bana, çok sevemedim.
This Is Us- 1.sezon-1-5. bölüm
Bir de yeni bir diziye başladık bu ay. Beğenilerine güvendiğim sosyal medya hesaplarında pek övüldüğüne tanık olduğum This Is Us merak uyandırmıştı bende de. Şu an ikinci sezonun 15. bölümünde (18 bölüme tamamlanacak). İlk sezon da 18 bölüm. 5 bölüm izledik biz. İlk bölüm çok hoşuma gitti. Sıcak ve hüzünlü aile hikayelerini, aile ilişkilerini konu alan filmleri izlemeyi her zaman severim. Sonraki bölümlerde, serim-düğüm-çözümün çok hızlı olması beğenimi biraz azalttı. Eh, bu Amerikalılar hız seviyor, yapacak bir şey yok, hemen çözülsün istiyorlar en ağır sorunlar bile.
Kolay ve keyifle izlenen bir dizi sonuç olarak. Devam edeceğiz gibi görünüyor.
7 Yüz-7. bölüm
Uyku tutmadığı bir akşam, bir şey izleyeyim ki uykum gelsin diye bilgisayar başına oturup Blu TV'yi açınca, 7 Yüz dizisinin sadece son bölümünün kaldığını fark ettim ve "eksik kalmış işler zihni yorar" bilgisi ile diziyi tamamlamaya karar verdim;) Biyolojik Saat isimli bu bölümde aniden baba olmaya karar veren bir eski çapkının hikayesini izliyoruz. Güzel bir bölümdü. Biyolojik saat baskısını yavaştan hissetmeye başlarken; aslolanın çocuk değil, aşk, sevgi ve mutluluk olduğunu bir kez daha anımsamış oldum...
Gelelim kitaplara... 2'si çocuk kitabı olmak üzere 4 kitap okumuşum:
Babam Süt Peşinde
Çalıştığım okulda Neil Gaiman çok seven 5. sınıf bir öğrencimin okumamı isteyip ödünç vermesi üzerine okudum:) Hep merak ettiğim bir yazardı, tanışmış oldum. Bir gece uyumadan önce okuyup bitireyim dedim; bir anda kendimi deniz kızları, vampirler, dinozorlar, uzaylılar, yanardağlar arasında bir hikayede buldum:)
Bu kitabı benim için elbette fazla çocuksuydu; ama yetişkinlere de hitap eden fantastik kitaplarından okumak isterim. Hatta varsa öneriniz alırım;)
Ben Bir Hayaletim
Bu kitap bana instagramda bir çekilişten hediye geldi. Kitap çekilişlerinde çok şanslıyım, bu 4. hediye kitap kazanışım:)
Otizmli bir küçük kızın kendi ağzından hikayesini dinliyoruz bu kitapta. Severek okudum ben, çocukların da severek okuyacağını ve farkındalık kazanmalarında etkili olacağını düşünüyorum.
Beni Ödülle Cezalandırma
Bu ay okuduğum tek mesleki kitap.
Okulumuzda bir proje yaptık ve bu proje kapsamında öğretmenler odasında bir kütüphane oluşturduk. Kendi bağışlarımız ile kendi oluşturduğumuz listedeki kitapları aldık. Bu kütüphaneden okumak istediğim ilk kitap, çıktığından beri merak ettiğim Beni Ödülle Cezalandırma oldu. Araştırmalara dayalı verilerin paylaşıldığı kitabın ilk bölümünde ödülün neden işe yaramayan ve çocuklara zarar veren bir eğitim yaklaşımı olduğu anlatılıyor ve ikinci bölümde de çocuk eğitiminde kullanabileceğimiz, çocukların gelişimini ve öğrenmelerini destekleyen yaklaşımlardan bahsediliyor. Tüm anne baba ve öğretmenlerin okumasını istediğim bir kitap. Ben çok şey öğrendim, unuttuklarımı hatırladım...
Huzursuzluk
Yine öğretmenler odası kitaplığımızdan, bu sefer mesleki değil de kurgu bölümünden okuduğum bir kitap.
Zülfü Livaneli kitaplarını severim. Hem çok akıcıdır hem de hep yeni bir şeyler öğretir insana. Favorim Serenad'dır.
Bu kitabında da Mardin ve Ezidilik hakkında pek çok şey öğrenirken, çok acılı bir hikayeye tanıklık ediyoruz. Kitapta da geçtiği gibi, hüzün ve bu coğrafya bir bütün olmuş durumda... Nereyi kazsan acı fışkırıyor...
Çok kolay okunan, etkileyici bir kısa roman. Sevenlerine tavsiye olunur efendim.
Etiketler:
blutv,
çocuk edebiyatı,
çocuk kitapları,
dizi,
film,
kitap,
mucize,
otizm,
psikolojik danışman,
puhu tv,
sinema,
türk filmi,
türk sineması
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)