Perşembe, Kasım 25, 2010

nergis


tatil sonrası işe başlamak beni epey endişelendirmişti.

ama, neyse ki, korktuğum gibi olmadı.

oldukça renkli ve keyifli bir hafta geçirdiğimi söyleyebilirim.

bir sınıfın veli toplantısına katıldım mesela.

orda, velilerden biri, inatla, çocuklar evde ve okulda dayak yemedikleri ve korkmadıkları için sınıf düzeninin sağlanamadığını kabul ettirmeye çalıştı. "her zaman değil tabi, arada sırada" diyerek uygulanması gereken şiddetin ölçüsünü de verdi hatta.

bir diğeri de kızını erkek öğrenciyle oturttuğu için sınıf öğretmenini azarladı.

sonra, bir öğrenci ikinci görüşmemizin sonunda "çok iyi geldi bana buraya gelmek, zaten hep hayalimdi rehberlik servisine gelmek" dedi...

pekçok veli, çocuğunun şikayetçi olduğu öğrencileri "canavar" olarak nitelendirerek, onları okuldan atmamızı talep ettiler. üzerine de, eğer sorunu çözemezsek, kendi yöntemleriyle (!) sorunu çözeceklerini dile getirerek tehdit ettiler.

sonra, öğretmenler günü vardı, yemin törenimiz oldu cemal reşit rey'de (bilmeyenler için; atanan öğretmen bir yıl aday/ stajyerdir, bir yılını doldurup yemin eder ve asil öğretmen olur). ayrıca doğumgünümdü benim o gün.

bir de, en sevdiğim çiçeği gördüm, zamanı değilken hem de.

leyla'nın evi


kasım 2006'da hediye edilmiş kitabımı dört yıl sonra okumak nasip oldu.

bir arkadaşım oyununa gittiğini ve beğendiğini anlatınca aklıma geldi yeniden.

bayramda izmir'e gidince, raftaki yerinden aldım ve okumaya başladım.

hoş bir hikaye. ancak anlatım&dili kullanım -maalesef- oldukça basit ve sıradan geldi bana.


insanlar çıldırmış olmalı

geçen gün feysbuk'ta son noktaya gelindiğine tanık oldum.
birinci yıldönümü kutlamasına ilişkin bir albüm hazırlayıp, o geceyi paylaşmayı anlayabilirim ama; sevgilinin yazdığı duygu dolu notu fotoğraflayıp paylaşmak da ne oliiy?

"mutlu iş yoktur"


dedi bugün biri.

ondan önce de ablamdan duymuştum bunu.

iş hayatında tatmin, mutluluk aramamak gerektiğini, herkesin zorunda olduğu için çalıştığını...

her ikisinin de pekçok farklı sektörde iş deneyimi olan insanlar olması, söylediklerinin doğru olma olasılığını yükseltiyor. kaygılanıyorum.

sıkıntılılarımın halihazırda içinde bulunduğum kurumdan kaynaklandığını sanarken ben, üç-beş yıl içinde yeni bir işin hayalini kurarken...

aslında tüm sıkıntıların salt "çalışıyor" olmaktan kaynaklandığını duymak...

çalışmadığım bir hayat tasavvur edemiyorum oysa ben.