Pazar, Şubat 25, 2018

FOMO- Bir Şey Kaçırıyor muyum???

Son 10 yılda, sosyal medya kavramının yaşamımıza girmesi, hızla tam ortasına oturması ve mobile iner inmez de telefonlarımızın bir uzvumuz gibi olması gelişmelerini yaşadık adım adım.
Artısını eksisini tartışmak için artık çok geç. Yeni nesil bu teknolojinin içine doğdu, onların normali bu; 90-80-70-60 ve hatta 50'lerde 40'larda doğmuş olanlar da hızla adapte oldu. Artık sosyal medyasız bir hayatın tahayyülü bile zor.
Ama biliyoruz ki, tüm pratikliğinin, öğrenmelerimize olan katkılarının, haberleşmeyi hızlandırmasının ve keyifliliğinin yanı sıra çok şey alıp götürüyor her birimizden.


Her şeyden önce çok zamanımızı alıyor. Ailemizle, arkadaşlarımızla, kendimizle geçireceğimiz zamandan çalıyor. Önlenemez bir merak ve arzu ile kaydırıyoruz ekranları ne olmuş diye bakmak için. Sinema, uyku, duş, toplantı gibi telefonumuzdaki bildirimleri kontrol edemediğimiz zamanlarda, telefonumuza yeniden kavuşunca, çılgınca bir biz bakamadığımız zaman neler paylaşılmış hepsini öğrenme, yani bir şeyler kaçırmamış olma isteği duyuyoruz.
Yani, huzursuz kılıyor bizi... Gereksiz bir gerginlik var çoğumuzun üzerinde... (Bir yandan da sürekli herkesin çok iyi yaşadığı ve hep geride kaldığımız hissini bırakıyor üzerimizde. Bu da mutsuz ediyor elbette bizi.)


Bu huzursuzluğa bir isim de bulmuş hatta uzmanlar; FOMO (Fear Of Missing Out).
Bu kavramı ilk defa Bahar Eriş'in bir yazısında duymuştum 3 yıl önce. Sizlerin de o yazıyı mutlaka okumasını ister, sağlıklı düzeyde sosyal medya kullandığımız ve sosyal medyada gördüğümüz her şeye inanmadığımız güzel günler dilerim.