Pazar, Mart 31, 2019

Ezgi'nin Günlüğü- Martı



Gece gündüz bana birdir ah güzelim, çünkü gözlerim hep kördür
Kanatsız kuş olmak zordur ah güzelim, denize varmayan ırmak

Gör beni gör beni gör, gel gözüm ol gör beni
Sar beni sar beni sar gökyüzüm ol
Uç beni uç beni uç, yavru kuş ol uç beni
Geç beni geç beni geç, kanadım ol

Bırak uyusun şu deniz kanatlarının altında
Gel gezmelere gidelim biz bulutların asfaltında
Hiç yaşamamışız gibi olacak sonunda
Ben kendi yoluma gideceğim güneş kendi yoluna

Takıldım gittim peşinden ah güzelim, bir gemiydi benim sevdiğim
Yelkeninde bir beyaz gül ah güzelim, dumanında sevda sözleri

Cumartesi, Mart 30, 2019

Balaban, Azeri Müzik Aleti

Dün katıldığım toplantıda bir meslektaşım sayesinde yeni bir enstrüman öğrendim; balaban. Azeri halk kültürüne aitmiş. Muhteşem bir ton ve ezgisi var. Hayran oldum. 
Bu yaşımda tanışma fırsatım oldu bu güzellikle, hiç olmayabilirdi de... Kim bilir neleri neleri kaçırıyoruz böyle hayatta... Ne yazık.
"Sanatın ruh sağlığımızı hem koruyan hem iyileştiren işlevi"nden konuştuk sonra. Kendini sanatla -ve  tabi çeşitli ilgi alanlarıyla, sportif faaliyetlerle- besleyen insanlar iyi ki var. İyi ki yolumuz kesişiyor o insanlarla.
Dilerim güzelliklerle karşılaşırız yaşamımızda, iyilikler çıkar karşımıza!
Bu enstrümanın ustası Alihan Samedov'dan da bahsetti. Şimdi güzel melodi ile baş başa bırakıyorum sizi.


Kızım İçin- İlhan İREM



Gel kızım gel daha sokul bana
Biraz daha yakınıma, anlat bana çocukluğunu
Gel kızım bir daha uzak kalma
Ayrı geçen senelerin anlatamam zorluğunu

Ara sıra bazı bazı, yüreğimde bin bir sızı
Bir resmin var cüzdanımda, saçların kömür karası
Annen yazmış arkasına, yedinci yaş hatırası
Büyüyorsun yüreğimde, her gün biraz daha hızlı


Bak zaman ne çabuk geçiverdi, rüzgar gibi esiverdi
Saçların dalgalanmış biraz, 
Nasıl da büyüyüp de ,güzelleşmiş meleklere benzemişsin, 
Gözler derin, bakışların yaz
Gel kızım her şeyi sorup öğren, 
Ben miyim kaçıp giden, sen misin terk edilen, 
Canımdan bir parça koptu sanki
Bu acıyı kim bilir ki, ister miydim acaba ben
Ayrıldı iki insan, yalnız kaldın çocuk başına
Hayatta hiçbir suçun günahın yokken
Anlayacaksın zamanla, ama söyleyemem şimdiden
Ayrılıktan kaçılmaz bazen.


Senfoni- Turgut UYAR

SENFONİ

Önce sesin gelir aklıma 
Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm 
Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli 
Sonra cumartesi günleri gelir 
Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum 
Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak. 

Kırk kere söyledim bir daha söylerim 
Savaşta ve barışta, karada ve denizde, 
Düşkünlükte ve esenlikte 
Zamanımız apayrı bize göre 
Yanyana olduk mu elele 
Aç kalsak ağlamayız biliyorum. 

İçim güvercinleri okşamış gibi rahat 
Sen yanımdayken ister istemez 
Geniş meydanlarda akşam üstleri 
Üstüste üç kere deniz, üç kere çınarlar. 

Sen yanımdayken ister istemez 
Uzak ırmakları hatırlıyorum. 

Arasıra düşmüyor değil aklıma 
Yabancı kadınların sıcaklığı 
Ama Allah bilir ya, ne saklıyayım 
Yanında ihtiyarlamak istiyorum... 

Turgut UYAR

Çarşamba, Mart 27, 2019

Önceden ulaşmak için uyumadan hayal ettiğin artık elini sürmediğin eski geçkin heveslerin...



"Yamalı laflar dilim dönmüyor
Yaralı yollar kimse gitmiyor
Seni gördüm düşmekteydin
İtin götün peşindeydin
Sımsıkı kapalı penceresi kafanın
İçinde havasız kalmış
Nursuz çapsız mafyalarla
Çirkin çirkin dans ettiydin
Dar kafanın kapısının anahtarı kuytularda
Çöpten inşa binalarda
Bak elim sana uzanmış, soruların artık bende
Yola düşüp üç beş vakte sen..
Yamalı laflar dilim dönmüyor
Yaralı yollar kimse gitmiyor
Günü geçmiş yoğurt ya da kırık oyuncak gibi
Artık elini sürmediğin eski geçkin heveslerin
Önceden ulaşmak için uyumadan hayal ettiğin
Artık elini sürmediğin eski geçkin heveslerin
Hatırlamıyosun di mi?
Yamalı laflar dilim dönmüyor

Yaralı yollar kimse gitmiyor"

Pazar, Mart 03, 2019

2019 Şubat Ayı Kitaplar (2) ve Filmler (5) ve Bir Sezon da Dizi

Bu ay mesleğimle ilgili kitaplar okudum.

Yetenekli Çocuğun Dramı
İsmi ile üstün/özel yetenekli çocuklarla ilgili bir kitapmış izlenimi verse de, öyle değil. “Çocuklukta kötü muameleye maruz kalma ve etkilerini anlatan bir kitap” diyebiliriz kabaca. 
‘Yetenekli çocuk' diye kastedilen, aslında iyi anne babaya sahip, iyi yetiştirilmiş, başarılı, ancak bazı temel ihtiyaçları yeterince karşılanamamış; ve bu sebeple de yaşamları boyunca bunun arayışında olan, boşluk hissindeki insanlar...
Anne babalar, evlatlar ve tabi ki ruh sağlığı uzmanları için pek çok çarpıcı söylemi var.

Uzun zamandır listemdeydi İsviçreli psikanalist Alice Miller.
Bu kitapla tanışmış oldum, Beden Asla Yalan Söylemez ile yola devam etmek istiyorum.



*Bu kitap ilk kez 1979 yılında yazılmış. O zamanlar yazar, Freud Ekolü’nün bir temsilcisiymiş. Ancak tecrübeleri ve değişen düşünce yapısıyla 1996 yılında kitabı yeniden kaleme almış. Benim okuduğum bu ikinci hali.


Zor Bir Ailede Büyümek
Çocuklukta maruz kalınan kötü muamele, bu durumun etkileri ve geçmişi onarmanın yolları üzerine nitelikli bir kaynak olduğunu uzun zamandır duyuyordum. 

Kitabın orijinal adı “Toksik Ebeveynler” ve giriş kısmında tanımı yapılıyor toksik ebeveynlerin.
Daha en başından sağlam bir okuma olacağını hissettiren cinsten kitaplardan. Altını çize çize okudum.




Filmler ise:

Hayat Güzeldir
Yıllardır bildiğim, az çok izlediğim ama hiç şöyle oturup baştan sona izlemediği bir filmdi. Evdeki film kanallarından birinde denk geldi yalnız olduğum bir akşam. Keyifle izledim hepimizin bildiği bu kült filmi.




Yeni Ahit
Epey önce listeme aldığım ve sırası henüz gelmeyen filmlerdendi. Yine yalnız olduğum bir akşam açıp izledim nihayet.
Fikir oldukça güzeldi filmde; yine de işlenişi açısından pek sürükleyici olamamış her nedense.




Good Will Hunting (Can Dostum)
Bir buçuk yıl önce izlediğim bu müthiş film karşıma çıkınca bir defa izledim.
'Gerçek ilgi, sevgi, cesaretin her şeyden güçlü bir etkisi var yaşamda'yı anlatan çok güzel film.



Awakenings (Uyanış)
Bu ay bir Robin Williams filmi daha izledim tesadüfen. Şubat sonunda katıldığım Okul ve Psikanaliz Sempozyumu'nda bahsi geçen filmlerden biriydi Uyanış ve burada da psikiyatrist rolündeydi Robin Williams. Gerçek bir yaşantıdan esinlenerek çekilen filmde yine Good Will Hunting ile benzer mesajlar veriliyor. Filmin sonunda şöyle bir konuşma geçiyor tüm mesajın özetlendiği:
"İnsan ruhunun bütün ilaçlardan güçlü olduğunu fark ettik ve asıl ruhun beslenmesi gerektiğini; işle, eğlenceyle, aileyle, dostlukla..."


Bana Bir Şeyhler Oluyor
Hayatımdakisevgiliinsan'ın 10 yıldır izletmek için çabaladığı ve bir türlü nasip olmayan Bana Bir Şeyhler Oluyor oyununu Yılmaz Erdoğan'ın youtube kanalından izledim sonunda. 
Hakikaten güçlü bir metin, çok fazla not edilesi diyalog/monolog var. Mesela biri:
"Çünkü; bilirim, geldiğinde mecburen ayağa kalktığımız insanları ne gönülden severiz ne gönülden dinleriz."




La Casa de Papel
Gündemi geriden takip eden bir çift olarak, geçen senenin popüler dizisine başladık şubatın son haftasında, ilk sezonu bitiriverdik. Kusursuz bir yapım olmasa da, oldukça sürükleyici; bizi kendine bağladı;) Severek devam ediyoruz.