Pazartesi, Eylül 10, 2018

Meksika ve El Salvador’da Yaşayan Nahua Yerlilerine Ait Bir Dua


“Annemi ve babamı; bilmeyerek yaptıkları hataların sorumluluğundan ve suçluluğundan azat ediyorum…

Çocuklarımı, beni gururlandırmaları gereği inancından azat ediyorum ki; sadece kendi kalplerinin onlara seslendiği yöne doğru rahatlıkla gidebilsinler.
Eşimi; beni tamamlaması mecburiyetinden azat ediyorum. Ben eksik değilim; çevremdeki her canlıdan, her an yeni bir şey öğreniyorum.
Ailemin atalarına ve büyük ebeveynlerime; benim şu anda hayatta olmamı sağlayacak şekilde var oldukları için teşekkür ediyorum. Onları geçmiş hatalarından, tamamlanmamış arzularından azat ediyorum. Her birinin, zamanın ve koşulların gerektirdiği en doğru şekilde davranmaya gayret ettiğinin farkındayım. Onları seviyor ve onurlandırıyorum.
Kimseden saklayacak bir şeyim olmadığı gibi kimseye bir borcum da yok. Kendim, olduğum gibiyim.
Kalbimin bilgeliğini izleyerek ve kendime dürüst olarak yaşam yolumu yürürken huzurumu ve mutluluğumu gölgeleyebilecek olan görünen ya da görünmeyen tüm bağların sorumluluklarından kendimi azat ediyorum.
Kendi huzurum ve mutluluğum yegâne sorumluluğumdur.
Ötekilerin beklentilerini karşılamak üzere yüklendiğim tüm rollerimi bırakıyorum.
Kendimi onaylıyorum ve kendime saygı duyuyorum.
Benim ve senin içimizdeki yüceliği selamlıyorum ve hatırlatıyorum: Biz özgürüz.”


Perşembe, Eylül 06, 2018

Eğitimin Ölüm Vadisinden Nasıl Kurtulunur?- TED Talk

TED konuşmalarını çok ilham verici buluyorum. Bu konuşma EBA’daki seçkiden. Yeni bir eğitim öğretim yılına hazırlanırken bu konuşmaları dinlemek öğretmenler için motivasyon kaynağı olabilir diye düşünüyorum.


Videonun Türkçe altyazılı hali için tık tık;)

Söz konusu eğitim olunca, Finlandiya eğitim sistemine değinmeden olmuyor. Ziyaretim sırasında benzer gözlemlerim olmuştu benim de. 

Hani diyor ya 
“-Okul terki ile nasıl baş ediyorsunuz? 
sorusu karşısında şaşırdılar -Okul terki mi!? Çocuklar neden okula gelmek istemesinler ki?”
Bizim de davranış problemleri konusunda benzer diyaloğumuz olmuştu. “Niye olumsuz davranış göstersinler ki?” gibi bir yanıt almıştık. Çocuklar okulda mutluysa; merak, öğrenme, kendini ifade etme, değer görme, başarı ihtiyaçları karşılanıyorsa, enerjilerini yetenekleri ve ilgileri doğrultusunda sanat, spor, bilim gibi alanlarda harcayabiliyorlarsa yine davranış problemleri ortaya çıkar mıydı?

Pazartesi, Eylül 03, 2018

Yoga Ne Değildir- Gezgin Yogini

Mesleğimin ilk yıllarından, hatta öğrenciliğimden bu yana, psikolojik danışmanlık ile ilgili yanlış bilinenleri doğruya dönüştürebilmek için epey mesai harcadığımı söyleyebilirim. Bir şeyin ne olmadığını tarif etmek ne olduğunu tarif etmekten biraz daha kolay sanırım. O nedenle psikolojik danışmanlığın/psikologluğun ne olmadığını dile getirmeye, “Siz şimdi insanın içinden geçenleri okuyabiliyorsunuz di mi?”den tutun da her insanın nasıl yaşaması, nerede ne yapması gerektiğini bildiğimiz varsayımını değiştirmek için anlatmaya uzun yıllar da devam edecek gibiyiz.


(Belki de çoğu meslekte vardır bu, ben kendiminkini bilebiliyorum.)

İki yıldır da yoga var hayatımda. Şimdilerde de yoganın ne olduğunu ne olmadığını anlatmaya çalışıyorum merak edenlere, dilim döndüğünce.
Gezginyogini (Burcu Tunca) çok güzel bir yazı yazmış bu konuda. “Yoga ne değildir”i öğrenmek isteyenler için bir rehber niteliğinde. Ben çok keyif alarak okudum, sizlerin de beğeninize sunuyorum efenim;)


https://gezginyogini.com/yoga-ne-degildir/




Cumartesi, Eylül 01, 2018

2018 Ağustos Ayı Kitaplar (3) ve Filmler (3) ve 5 Bölüm de Dizi

Çoğumuzun en sevdiği ay olan eylülden selamlar!
Önce içimizle ve sonra çevremizle barışacağımız yeni bir dönem başlasın, 1 Eylül Dünya Barış Günü'müz kutlu olsun!
Bir yaz daha geçti ömrümüzden... Kaç yazımız kaldı bilmeden...
Yazın son ayı ağustos nası geçmiş, beraber bakalım.
Ağustos, son haftası haricinde İstanbul dışında geçirdiğim bir ay oldu.
İlk haftasında, kıştan bu yana beklediğim yoga tatili için Ayvacık- Çanakkale'de doğanın içindeydim. 


Oradan, memleketim İzmir'e geçtim, Çeşme ve Karşıyaka'da güzel günler geçirdim. Sonra hayatımdakisevgiliinsan da geldi ve Dikili, Çeşme, Karaburun'da güzel vakit geçirdikten sonra İstanbul'a döndük.


Tüm bu süreçte neler okumuş, neler izlemişim bakalım. Önce kitaplar:

İkigai
Bildiğiniz üzere, yeni yıldan bu yana yeni kitap almama kararım var. Ama bazen oyunbozanlık yapıyorum, mesela nisanda İzmir Kitap Fuarı'na giden anneme çok istediğim bir kitabı aldırmak gibi:) Sonuçta onun kitabı ve bende orada kalırken okuyabilirim:) İzmir'deyken, 3 günlük anne-kız Çeşme tatilimizde okudum İkigai'yi. Japonların uzun ve mutlu yaşam sırlarını anlatan kolay okunan sürükleyici bir kitaptı.
Beslenme ve hareketin (spor) yanısıra, sosyal ilişkiler ve çalışkanlığın, yaşam boyu üretmenin verimli bir yaşam üzerine etkilerinden söz ediyor. Bu konulara ilginiz varsa severek okuyacağınız bir kitap olacaktır.



Cingo
Çocuklarla çalışan biri olarak, her ay bir çocuk kitabı okumaya özen gösteriyorum. Bu ay da sevgili Mine'nin gönderdiği sürpriz kitaplardan biri olan Cingo'yu okudum. Şermin Yaşar sosyal medya üzerinden tanıyıp anlatımını, yazılarını çok sevdiğim bir yazar. Ancak bu kitabı severek okuyamadım ne yazık ki... Yine de başka kitaplarına şans vermek isterim.


Patanjali'nin Yoga Sutraları
Aslında bu kitabı edindiğimden beri inceliyor, ara ara okuyordum- ağustosta başlamadım yani. Eylül gelmeden tamamlamak istiyordum- zira eylülde sınavımız var- ve İstanbul'a döner dönmez okuyup bitirdim. Yoga eğitmenlik programı boyunca öncelikli okumamız beklenen 3 kadim eserden biriydi (Hatha Yoga Pradipika ve Bhagavad Gita ile beraber- Bir de hazırlık olarak Bir Yoginin Otobiyografisi'ni okuduk).
MÖ 400'lerde yazıldığı tahmin edilen eserin 1800'lerin sonunda Swami Vivekananda'nın yorumlarıyla basılmış hali. Yoga felsefesi üzerine çok temel bir kaynak.


Filmlere bakacak olursak:

Baraka (The Shack)
Telefonumun galerisinde ekran görüntüsü olan, zamanında dikkatimi çekmiş bir filmdi. İzmir'deyken bir akşam annemle izledik. Yer yer iyi mesajlar verse de, tam oturmamış ve insana geçmeyen bir duygusu var bence filmin.


Marathon
Mesleğim gereği, farklı gelişenlerle ilgili filmlere ilgim büyük. Bu filmi de uzun zamandır merak ediyordum. Yine bir akşam İzmir'de izledik.
Otistik bir gencin ve annesinin mücadelesini anlatan güzel bir film.




Stranger Than Fiction
Merak ettiğim filmlerden biriydi, İstanbul'a döndüğüm hafta tek başıma izledim. Çok sevdim filmi. Çok değişik bir kurgu. Yönetmenin filmlerinden Finding Neverland de yıllardır favori filmlerimdendir, izlemediyseniz izleyiniz derim;)


Ve 5 bölümlük bir dizi izledim İstanbul'a döndüğüm hafta. 3 günde bitirdim.

Patrick Melrose 
İngiliz yazar ve gazeteci Edward St. Aubyn'in roman serisinden esinlenilen Patrick Melroseçocukluk travmalarının yetişkin hayatımıza etkisini çarpıcı biçimde anlatan bir mini dizi. Her bir bölüm yaklaşık bir saatlik bağımsız film niteliğinde (kronolojik olarak birbirini takip etmiyor, her bölüm Patrick'in hayatının faklı dönemlerini anlatıyor.) 


Yazarın bu kitaplarında gerçek hayatını yazdığını okudum bir yerlerde... Son derece sinir bozucu bazı çocukların çocukluklarının "çocukluk" gibi geçememesi... Patrick'in iki bölümde de ağlayarak ifade ettiği gibi "Kimse kimseye böyle bir şey yapmamalı."... Hele ki, onları korumakla, onları sevmekle, onları hayata hazırlamakla mükellef olan kişiler olan anne babaları hiç yapmamalı...
Benedict Cumberbatch'in efsane oyunculuğu ile tüm duyguları içimde hissederek izledim bu 5 saatlik dramı...