Çarşamba, Aralık 09, 2015

başka türlü bir şey benim istediğim...

farklı bir dönemde yaşamalıymışım ben.
toplumsal baskının bunca üzerimizde hissedilmediği, modernizm ya da kapitalizm -adı her neyse- sistemin bunca üzerimize üzerimize gelmediği. şablonlar oluşturmadığı her birimiz için. ve uymayanların ötekileştirilmediği...

düşünüyorum da, hiçbir şeye ihtiyacım yok esasen... sevdiğim kişiler, üretmek, doğa ve sanat yeter bana. 
aslında hepimize yeter.

yaşadığımız zaman ve şehirlerde, gün içinde kendimize ayırabildiğimiz zaman öyle az ki. ondan gergin belki de herkes bu kadar...
hareket alanımız bile öyle kısıtlı ki çoğumuzun. düşünsenize, bisiklet sürmek istesek uygun yol yok. yürüyüş yapmak istesek güvenli yer yok. salona gitmek istesek zaman yok vs...


oysa kasabada olsak mesela, temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için kazanacak kadar çalışsak, geri kalan zamanı kendimize ve sevdiklerimize ayırsak... daha mutlu bireyler olmaz mıydık?

8 yorum:

  1. Ama gel gelelim robotlaştırıldık...

    YanıtlaSil
  2. sevgili Melo Dram,
    ahh ne yazık...
    bugün, güvenli&huzurlu evimden çıkıp yeniden evime dönene kadar, gün içinde nelerin beni gerginleştirdiğini gözlemledim:
    ilki kalabalık nedeniyle yaşanan engellenmeler (yürürken bile trafik oluşu, önünün kesilmesi vs.)
    ikincisi gürültü, özellikle de korna sesi ve mekanik sesler.
    bir diğeri de zamansızlık nedeniyle hep koşturma hali ve yetişememe kaygısı.
    nasıl da yıpratıyor bizi bunlar. oysa ne gerek var?

    YanıtlaSil
  3. Memlekette köy kalmadı malesef..1936 yılında 34600 olan köy sayısı şimdilerde 18300 lere düşmüş durumda..2012 yılında 17 milyon civarı insanımız köy nüfusuna kayıtlı iken bu rakam 6 milyon seviyesine inmiş durumda..resmi kaynaklardan edindiğim bilgidir bunlar..şehirleşme batılılaşma diyerek halkı kandırır,şehirlere doldurursan şehir dediğin sistem de altyapı/üstyapı eksikliğinden bu durumu kaldıramaz..şahsen yıllardır çok şirin kasabalarında yaşadığım memleketimizin daha bir sürü bu özellikte yerleşimi olduğunu tahmin ediyorum..ve düşünüyorum ki; geçen yıllar bizlere ekstra yorgunluklar yüklüyor ve erkenden yoruluyoruz(bedenen ve ruhen) kafamızda sakin bir sahil kasabasına yerleşip Ölene kadar huzur içerisinde yaşama kaygımız var..Batı sahillerindeki köylerimiz ise turizm furyasına kapılıp kazançlarını buradan sağlamaya yönelmişler..yani özelliklerini yitirmeye yüz tutuyorlar..bize acilinden keşfedilmemiş bir yer lazımdır..belki de sistem baskısının terk ettirdiği Köylerden birisidir bu yer..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevgili Ahmet Nas,
      canım ülkemde, her şey gibi, şehirleşme de, çarpık ve plansız, altyapısız, hazırlıksız, temelsiz...
      ve karşımızda kocaman bir kentleş(eme)me sorunsalı...
      kentlerde yaşamak zorunda bırakılan, şehir kültürüne sahip olamayan, ek olarak bunca sıkışıklıktan rahatsız olan milyonlarız...
      kaçıp kurtulmalı bu düzenden! sistem baskısınn olmadığı bir yer hayali kuruyorum ben de!

      Sil
    2. Düzen oldukça mutluluk olmaz ki

      Sil
    3. sevgili Ahmet Nas,
      sanırım haklısın.
      düzen, konfor getiriyor; ama mutluluk getirir mi, emin değilim.

      Sil
  4. Tam benim de duygularımın ifadesi olmuş. Yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevgili Şahin Shirin Erdem,
      yalnız olmadığımı, yalnız olmadığımızı biliyorum!
      nasıl memnun olabiliriz ki bu düzenden zaten...

      Sil