Salı, Temmuz 06, 2010

alışveriş maceralarım- chapter:1


alışverişteydim geçenlerde. pek keyifli değildi. zorunlu alışverişi sevmiyorum, yani gerçekten ihtiyacın olan eşyaları almak için gezmeyi. stresli oluyorum. hani kışın mont, çizme almaya ihtiyacın olur; yazın da bikini, plaj çantası, terlik, şapka vs., ama karşına çıkmaz istediğin gibisi.

hele bikini almak... her yaz ertelemeye çalışırım ama tabi bir yere kadar, eninde sonunda almak gerekiyor birgün. bikini bakmak, bulmak, beğenmekten daha zor aktiviteler de vardır elbet ama bu da az zor değil hani, hatırı sayılır bir zorluğu var.

bir de ayakkabı hadisesi var ki, o da beni çileden çıkarır. çılgınlarca çeşit olmasına rağmen ve çoğunun da oldukça güzel yanları bulunmasına rağmen, her birinin bir kusuru oluyor bence. hadi ona razıyım da, ayak numaram 35 benim. ve girdiğim mağazaların %97sinde ayakkabılar 36'dan başlıyor. ve bu gerçekten çok saçma! bu sorunu yaşayan tek kişi olmadığımı biliyorum. artık agaxy gibi çocuk mağazalarından ayakkabı almak istemiyorum; zira 24 yaşındayım.


ve son olarak;

alışveriş konusunda deneyimlerime dayanarak "murphy kanunları"na eklemeler yapmak isterim izninizle:

1. karşınıza sürekli kaçırılmayacak fırsatlar çıkıyorsa ya paranız yoktur ya zamanınız ya da ihtiyacınız. paranız, zamanınız ve ihtiyacınız varsa, karşınıza beğeneceğiniz birşeylerin çıkma olasılığı düşüktür.

2. girilen mağazadaki görevliler tek başınıza takılıp özgür olmak istediğinizde dibinizden ayrılmazlarken, ilgilenmelerine ihtiyaç duyduğunuzda sizinle asla ilgilenmezler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder