Cumartesi, Aralık 06, 2014

benim istediğim ne ağaca benzer ne de buluta...

"başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz
havası ayrı hava
..."


ne denli çok sevsem de şehr-i istanbul'u, çekip gitme isteğim dorukta son zamanlarda...
gitmek ve izmir foça, çandarlı, özdere gibi bir yere yerleşmek.
aslında hepimizin hayalinden farklı değil benimki de.
doğaya, doğama dönmek!


bahçeli bir ev; bahçede hayvanlar, ağaçlar; evde çiçekler, kitaplar ve sevdiğim adam!
az çalışmak, az kazanmak, bol okumak, bol yüzmek, bol yürümek. hepsi bu!
çok mu?

6 yorum:

  1. feedback seçeneğine yazdım, takipçilerimi göremiyorum diye. Umarım sorunu çözerler ve daha sık girmeye başlarım :)

    Yine harika bir yazı, sabahımı güzelleştiren. Merak ettiğim bir şey var ama; Delikanlı Foça dan mı yoksa Çandarlı veya Özdere den mi? :)


    Yalnız bişi merak ettim; Delikanlı Foça'dan mı,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevgili cengiz,
      her zaman beklerim:)
      çok teşekkür ederim, memnun etti yorumun!
      delikanlı izmir'den değil; ben karşıyaka'danım:) çocukluğum aliağa'da geçtiğinden foça ve çandarlı çok yakın ilçeler ve çok sık giderdik. şimdi de ablamların evi var çandarlı'da. özdere'de de delikanlının dayı evi var gittiğimiz, oradan sebep seviyoruz bu yerleri:)

      Sil
  2. Sevgili Ezgi,
    Eskiden beri çoğunlukla sessiz, bazen ara ara yorumlarımla seni takip ediyorum ve bana benzediğini düşünüyorum. Veya benim sana benzediğimi :)

    Bu yazın da gerek çok sevdiğim mısralarla başlaması, gerek fotoğraflar, gerekse "gitme" isteğin ile sanki beni anlatıyor dedirtti...
    Ben de çok ama çok bunaldım ve etrafımdakileri (eşimi, ailemi) bunalttım İstanbul'la olan memnuniyetsizliğim yüzünden son zamanlarda :(

    Ahh ahh ne diyeyim...

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevgili Derya,
      ben de ben de! benziyoruz bence de;)
      can yücel'in ne güzel bir şiiridir di mi?
      valla benzer şekilde, "gitme" isteğim oldukça yoğun ve çözüm olarak biz bir "istanbul'dan kaçış" planı yaptık eşimle. o planla yatıp o planla kalkıyorum; sürekli hayalini kuruyorum seferihisar'daki evimizin:)
      4 yıl o fikri düşünerek katlanacağım artık bu kaotik şehre!

      Sil
  3. Tekrar Merhaba Ezgi,
    Çok sevindim kaçış planınıza ve eşinin seni desteklemesine! Harikasınız:)
    Ben işini çok severek yapan, hatta işine aşık, insanların hayatlarına pozitif etki sağlamaya çalışan bir İK'cı olarak işimi bırakmayı asla istemezdim. Ama yoğunluk, projeler, deadlinelar, gece gündüz çalışmalar, kısacası iş-özel yaşam dengemin şaşması beni çok bunalttı. Üstüne, bu şehirde her işimizin "acele" olması, acele acele davrandıkça kabalaşan insanlar olmamız; haftada 2-3 saatcik nefes alma vakitlerimizde bile trafik korkusuyla kısıtlı hareket etmemiz... Çok çalışıp yılda 1 haftacık "köy konseptli" tatillerimize çuvalla para vermemiz, yurdumuzdaki bazı sorunlara, bakış açılarına kızıp kaçıp kaçıp yurtdışı tatillerine çıkmamız; oralara gittikçe insanların tarihe, sanata, insanlığa saygılarını gördükçe ülkemden ve şehrimden daha da uzaklaşmamız...Malesef benim eşim şimdilik kaçış planımı desteklemiyor :) Ama çok sıkı bir kitapsever olarak 2-3 yıl içinde işi bırakıp sakin bir semtte şirin bir kitapçı açmamı gönülden destekliyor!

    Sonrası için eşimin işinden tatmin olup kaçmak için bana gelmesini bekleyeceğim :)

    Umarım sen de ben de hem şu anımızı keyifle yaşar hem de yakın gelecekteki hayallerimize sağlıkla kavuşuruz :)

    Çok sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevgili Derya,
      birbirimize ne çok benzediğimizi yorumunla bir defa daha anladım! imzamı atabilirim yazdıklarının altına.
      hep "yetişmeye çalışma/yetişememe" hali gerçekten çok yorucu geliyor artık. beni en tahammülsüz yapan şey de yorgunluk; yorgunken gergin ve mutsuz birine dönüşüyorum. ve bu şehirde ne zihinsel ne fiziksel ne ruhsal yorgunluk hiç ama hiç bitmiyor!
      kesinlikle yılın 1-2 haftası dinlenebilmek için tüm yıl çalışmak ağır geliyor bana da. ve evet, her yurt dışına çıkışta, ülkeme bilenmiş olarak dönüyorum ben de:) eksikliklerimiz dan dan çarpıyor zira yüzüme!
      aa yanlış anlaşılmasın ama; bizimki de 4 yıl sonranın hayali. 4 yıl sonra ev borcumuz bitecek ve belli bir birikimimiz olacak diye hesaplıyoruz. senin hayalin de ne güzelmiş! belli olmaz; belki siz bizden bile önce gidersiniz;)
      inşallah, inşallah, inşallah diyor; dilek defterimi hatırlıyor; evrene mesajlarımı yolluyorum;)

      Sil