Cumartesi, Ağustos 03, 2019

2019 Temmuz Ayı Kitaplar (1) ve Filmler (1), 2 de Dizi

Çoğumuz gibi ben de, instagram ve diğer sosyal medya mecraları ile beraber blog yazmaya eskisi gibi zaman ayırmıyorum.
Yine de her ayın değerlendirmesini yaparak en azından ayda bir yazı yazmaya özen gösteriyorum.
Hem okuduklarımı, izlediklerimi hem de genel olarak o ayı nasıl geçirdiğimi anlatıyorum aylık yazılarımda.
***
Temmuz ayı MEB çalışanları için iki aylık tatilin başladığı zamandır. Benim için branşım itibariyle öyle olmadı, temmuz ayının ilk iki haftasında lise tercihlerinde öğrencilere danışmanlık hizmeti vermekle görevliydim. "Nasılsa tatil başlamadı" diyerek akşamları da İngilizce mesleki okumalara ve çevirilere vakit ayırdım.
İki hafta daha çalıştıktan sonra İzmir'e, annemle ablamın yanına gittim. Orada geçirdiğim 3-4 günden sonra yoga, nefes, dans, doğa ve meditasyon içeren Mutluluk Kampı'na katıldım Kazdağları'nda ablamla beraber. Muhteşem bir 4 gün geçirdim.
Ardından yeniden İzmir'e döndüm ve instagram çekilişi ile kazandığım "Nefesin Gücüne Uyanış" seansına katıldım. Sonrasında da annem ve ablamla tatil yapmak üzere Çeşme'ye gittik. 
Temmuz sonunda yeniden İstanbul'a döndüm ve tam "evime, düzenime kavuştum" diyordum ki, eşimin anneannesinin vefat ettiği haberini alıp Mersin'e doğru yola çıktık apar topar.
Her şeyde iyi bir yan gören bir Pollyanna olarak, bu olayın yaşamıma katkısını da şöyle yorumluyorum; uzun yolda araba kullanmayı deneyimlemem ve tam gün batımında Tuz Gölü'nün eşsiz manzarasına denk gelişimiz.
***
Gelelim bu ay heybeme kattığım film ve kitaplara.
Tüm bu koşturmacada pek bir şey okuyup izleyememişim.
Hiç sinemaya gitmedim bu ay ve evde de sadece bir belgesel film izledim Netflix'ten. 


Maris: Genç Bir Yoga Eğitmeninin Portresi

Maris Degener'in erken çocukluk döneminden başlayan ruhsal acıları, farklılığı ve ergenliğe doğru başlayan anoreksiyası... Ardından yoga ile kendini keşfediş süreci ve yaşam yolculuğu yaklaşık bir saatlik bir belgesel ile kendisinin ve ailesinin, yakınlarının dilinden içtenlikle anlatılmakta. Daimi bir Yoga Öğrencisi olmayı arzu etiğim bu dönemimde yoganın dönüştürücülüğünü ve şifasını görmek bana iyi geldi. İlgililerine önerilir;)




Kendi evimde geçirebildiğim ilk iki haftada Chernobyl dizisini tamamladık. 
Uzun süre etkisinden çıkılamayan bir yapım. Kurgu değil gerçek olması en çok etkileyen yanı...
Öyle acı ki birkaç adamın dünyanın kaderini böylesine etkileyebilmesi...
İzlemeyen kalmamalı!!!


En sevdiğim dizim olan The Handmaid's Tale'ın 3.sezonunun da evde bulunduğum süreç içerisinde yayınlanan 7 ve 8. bölümlerini de izledim. 9-10-11'i de en yakın zamanda izleyeceğim.


Kitaplara gelince sadece bir kitap okudum. Alanımızın duayeni Doğan Cüceloğlu'nun Gerçek Özgürlük'ünü. Kitap ablamın, iki yazdır bendeydi ve okuyamıyordum, "Artık okuyayım ve iade edeyim" diye başladım ve çok sevdim.
Lise yıllarımda okuyup çok etkilendiğim Savaşçı’yı anımsattı bana.


“Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı, artık hiç bitmez!” temalı çok akıcı bir kitaptı yine.

İletişim, varoluşçuluk ve sosyal psikoloji alanında kuram olabilecek nitelikte önermeleri var kıymetli hocamızın bu kitabında.
Çok şey öğrenerek ve bildiklerimi anımsayarak okudum.
Mesleki instagram hesabım @iyihissediyorum_psikoloji de hikaye kısmında etkilendiğim bazı yerleri sabitledim.
Daha fazlası için ısrarla tavsiye ederim kitabı. Birkaç alıntı paylaşacak olursam:


"Kendi yolculuğumuzu yapmak için buradayız. Bu yolculukta kendimiz olabilme cesaretini bulmamız kolay değildir; ama, kendimiz olmadan yaşamımızdaki hiçbir şey anlamını bulamaz.”
“Kendi özüyle ilişkisi olmayanın gerçek anlamda kimseyle ilişkisi olmaz.”

“En temel özgürlük, insanın kendisi olarak yaşamında var olabilmesi ve kendi bütünlüğünü yaşayabilmesidir; dürüst insan özgürdür.”

“Bir insanı değerlendirmek için nelere sahip olmadığına değil, sahip olduklarıyla neler yaptığına bak.”

2 yorum:

  1. Keyifle okudum, sadece blogların olduğu eski günler güzeldi, ben hala yazmayı da okumayı da çok seviyorum. Ama çoğu kişi artık yazmayı bıraktı maalesef. Mutluluk kampını araştırıcam çok güzel geldi kulağıma :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Özge'nin Oltası,
      Teşekkür ederim:) Kesinlikle özleniyor o günler, elimden geldiğince zaman ayırmaya çalışıyorum ben de bloglara.
      Mutluluk Kampı 29Ağustos-1 Eylül ve 12-15 Eylül de yine var. Bilgi ve kayıt için instagramda @vrindabahar ve @seda_hayatladans ile iletişime geçebilirsiniz;)

      Sil