Pazar, Eylül 01, 2019

2019 Ağustos Ayı Kitaplar (2) ve Filmler (2), 4 de Dizi


En güzel aylardan biri Eylül geldi, en estetik mevsimlerden sonbahar. Ne mutlu.
Eylül, adeta yılbaşıdır benim için; ve biliyorum ki, çoğumuz için.
Yeni kararlar, yeni başlangıçlar alırız bu dönem. Hepsi kolaylıkla ve mutlulukla olsun.
Ve bakalım artık doyduğumuz yazı uğurlarken, ağustosta, neler okumuş, neler izlemişim.

La Casa De Papel- 3.sezon
Heyecanla beklememe rağmen, temmuzda izleme fırsatım olmadı, ağustosun ilk günlerine sarktı.
24 saat içinde izledim 8 bölümü de.
Zeka ve isyan içeren işleri seviyorum.
Bu sezonda erke karşı mücadele sadece mülkiyet, kurumlar ve devlete karşı değil; patriyarkaya da karşı. Altı çizilen bir cinsiyetçilik ve erkek egemenlik karşıtlığı var. Eh ne diyebilirim, iyice gönlüme taht kurdu.




The Handmaid's Tale- 3.sezon

İlk sezonunda hayran olmuştum bu diziye, 2017 yazıydı. Herkese bahsediyordum, herkesin izlemesini istiyordum. Sonra geçen yaz merakla beklediğim 2.sezonda temponun düştüğünü hissettim ve ilk sezonun tadını alamadım. Bu yaz 3.sezon da benzer şekilde devam ediyordu ki 10 ve 11.bölümler yeniden aşkımı tazeledi diziye karşı. 11. ve 12. bölümünü Türk asıllı kadın yönetmen Deniz Gamze Ergüven'in yönetmiş olması da ayrı bir güzellik;) 
4.sezonu merakla bekliyoruz şimdilerde!



Acayip Hikayeler
Galip Tekin'in çizgi romanlarından uyarlanan 11 bağımsız bölümden oluşan 2012 yapımı Türk dizisi. 4 bölüm izledik, hepsi beklenmedik, farklı işler. Gözlük bölümünü hiç sevmedim izlediklerimden; 1-2-3 güzeldi.



Heal
Son yıllarda şifa konusuna ilgi duyuyorum. Yogayı, meditasyonu, nefes çalışmalarını, şamanik ritüelleri hayatıma dahil ediyorum, bu konularda kitaplar okuyorum.
Hastalıkların bedenin bir mesajı olduğuna ve iyileşme gücünün içimizde olduğuna inanıyorum.
Pek çok farklı yöntemi kullanan şifacılara ve fayda görmüş hastalara yer veren bu belgeseli de severek izledim.




Behzat Ç.

2015 yazında başlamıştım Behzat Ç.'ye, üç sezonunu bitirememiştim ama hikayeyi anlamış, Behzat'ı çok sevmiştim. Yeni sezonu yayınlanıp biraz birikince hemen izledim.
0. bölüm var önce. Unutanlar ya da izlemeyenler için önceki sezonların özeti nitelliğinde. Onu izledikten sonra, 6 bölümü izledim.
Türk dizi tarihinin önemli yapımlarından olduğunu düşünüyor ve çok seviyorum.



Green Book- Yeşil Rehber
2019 Oscar ödüllerini toplayan filmi ne zamandır izlemek istiyordum. Ayın son günü izledim. Klişeler ve tahmin edilebilir "Amerikan filmi enstantaneleri" barındırsa da, insanda hoş hisler bırakan, keyifle izlenen güzel bir yol filmi. 
Başrollerde Moonlight'tan tanıdığımız Mahershala Ali ve Captain Fantastic ve pek çok önemli yapımdan yeteneğine hayran olduğumuz Viggo Mortensen rol alıyor. Ve her ikisi de çok başarılı.
Filmle ilgili en önemli bilgilerden biri de, gerçek hayattan uyarlama oluşu. Filme adını veren “Yeşil Rehber” ırkçılığın korkunç derecede hissedildiği 1960’lar ABD'sinde ülkenin (daha da faşist olan) güneyine seyahat etmek isteyen Afro-Amerikanlar için hazırlanmış bir kitapçık.



Işığın Yolu
Ağustos ayının ilk kitabı geçen yaz okumaya niyetlendiğim Işığın Yolu oldu.


Psikolog Nilüfer Devecigil kurgunun içine ruh sağlığına dair pek çok bilgiyi yedirerek bir bağlanma hikayesi anlatmış kitabında.

Özünde “İlişkilerde incinir, ilişkilerde iyileşiriz” i anlatıyor, bebeklikten itibaren ilişkilerin önemini vurgulayarak.

Hepimizin yaraları var geçmişten getirdiği ve bugünümüzü etkileyen...

Yüzleştiğimizde özgürleşiyoruz.

Ve, Mevlana’nın dediği gibi;

“Yaralarımız, ışığın içeri girdiği yerdir.”

Geçmiş ancak onu anlayıp üzerinde çalışınca özgür kılıyor bugünü ve çocuğumuz büyürken her yaşında kendi o yaşımızı bir defa daha yaşıyoruz bilinçdışı biçimde. 
Onu çocukluğumuzun zorluklarıyla en az düzeyde etkilemek için kendi çocukluğumuzla yüzleşmek öyle önemli ki anne baba olmadan önce...
Bu nedenle, ruh sağlığı çalışanlarının yanısıra, anne babalara, anne baba olmaya hazırlananlara ve kendini tanımaya, kendi geçmişine bakmaya ilgi duyan herkese öneririm.


Altını çizdiklerimi mesleki instagram hesabım @iyihissediyorum_psikolojide hikayede sabitledim. Kitap hakkında fikir vermesi açısından bakabilirsiniz.



Sumerli Ludingirra
“Sumerli Ludingirra, İstanbul Arkeoloji Müzelerinde bulunan ve Sumer, Akad, Hitit dillerinde yazılmış 74.000 çiviyazılı belge üzerinde 33 yıl çalışan, araştırmalarını bugün de sürdüren Sumerolog Muazzez İlmiye Çığ’ın bir ömür verdiği çalışmalarının özüdür.”
(Arka kapaktan)
Varlığından hiç haberdar olmadığım bu kitabı canım arkadaşım Sevgi hediye etmişti geçen yaz. Ben bu yaz okuma fırsatı buldum. Mesleki kitapların arasında, tatilde çok iyi gitti.
Mezopotamya’da bundan 4000 yıl önce yaşamış olan Sumerlerin hayatı hakkında oldukça ilginç bilgiler veren kitabı gülümseyerek ve şaşırarak okudum. 
Ludingirra, Sumerli bir öğretmen ve şair, en büyük korkusu Sumerler’in unutulması. Bunun için yazıyla kayıt almaya çok önem vermiş.
23 tablet bulunmuş yazdıklarından.
Muazzez İlmiye Çığ da bu tabletlere biraz kurgu ekleyerek bize ulaştırmış.
İnsanın binlerce yıl önce de şu ankine oldukça benzer dertlerinin, düşüncelerinin ve yaşayışlarının olması hayret verici...
Benim için ufuk açıcı bir okumaydı.
En yakın zamanda Arkeoloji Müzeleri’ne giderek tabletleri görmek istiyorum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder