Salı, Haziran 11, 2019

Yalova- Sakarya- Kocaeli Gezimiz

Ablam ve eşi İzmir'de yaşayan şanslı insanlardan :) Ben ve hayatımdakisevgiliinsan ise İstanbul'dayız malum.
4 yıldır nisan ayında Türkiye'nin bir şehrini gezme geleneği oluşturduk.
İlkinde (2016) niyetimiz Van'ı gezmekti, önceden alınmış uçak biletlerimiz vardı, ablamlar İstanbul'a geldi ve buradan beraber gidecektik. Lakin o dönem terör saldırıları, bomba patlamaları yoğundu ülkemizde ve endişe doluyduk. Vazgeçmiş, İstanbul'da kalmıştık. İstanbul'u bir güzel gezmiş, Şile ve Ağva'ya gitmiştik.
2017'de ise Eskişehir'de buluşup çok güzel bir hafta sonu geçirdik.
Geçen sene Bursa'da buluştuk, tarihi yerleri, Botanik Park'ı, Gölyazı'yı, Cumalıkızık'ı gezdik (yazısını yazmamışım; sağdaki Bursa gezileri linkinde 2017'de iki arkadaşımızla yaptığımız geziyi anlatmıştım).
Bu yıl da birbirine oldukça yakın olan üç şehrin görülmeye değer yerlerini gezmeye niyet ettik.
Araştırmaya başlayınca oldukça zengin olduğunu fark ettik bu bölgenin ve not ettiklerimizin çeyreğini ancak görebilmiş olduk iki günde.

I. Gün
Biz Yalova'ya Pendik'ten 40 dk süren feribotla geçtik. İskelenin hemen karşısındaki alışveriş merkezinde kahvaltı ettik.
İlk durağımız 2 km uzaklıktaki Yürüyen Köşk'tü. Atatürk'ün dallarını kesmeye razı gelmediği için taşınan köşkünü ziyaret ettik. Köşke giriş 2 TL, bahçe ücretsiz. Bahçesi çok güzel, soluklanıp bir kahve içmek için bir kafeterya var. Köşkün önü deniz, arkası yeşil alan.
Ardından Termal ilçesine gitmek üzere yola çıktık, yol üzerinde Samanlı'da meşhur Kamil Usta'da köfte yedik. Yemekten sonra ilçe merkezine giden yolun her iki tarafı çınar ağacı dolu ve çok güzeldi.
Termal ilçesinin meydanında ücretsiz otopark var. Araçları oraya bırakıp meydanda bir çay içtikten sonra araçları alıp Termal'in içindeki Atatürk Köşkü'nü ve Çınarcık'ta Büyük Dipsiz Göl'ü ziyaret ettik.
Yol üstünde yediğimiz hızlı bir yemeğin ardından akşam Maşukiye'deki Yazıcılar Otel'e yerleştik. Ahşap ve nehir üstüne kurulu otelin atmosferi çok güzel. Ancak ses yalıtım sorunu var ciddi anlamda. Oldukça yorgun olmasak uyuyamayabilirdik sesten...

II. Gün
Yazıcılar Otel kahvaltısı ile öne çıkan bir mekan. Pazar kahvaltısı için akın edenlerin kalabalığına kalmamak için erkenden aşağı indik biz. Su kenarındaki masalardan birine oturduk ve servis edilen serpme kahvaltıyı afiyetle yedik. Kahvaltı anlatıldığı kadar varmış. Hem çeşit hem lezzet hem servis on numaraydı.
Kahvaltının ardından Maşukiye'yi dolaştıktan sonra Kartepe'ye çıktık. Aşağıdaki bahar havasının aksine burada hala kar vardı ve oldukça serindi.
Sonra Sapanca Gölü'ne indik ve güzel bir yürüyüş ve çay molasından sonra Yuvacık Barajı'na gittik. Baraj Gölü'nün çevresinde çok güzel bir yürüyüş parkuru var. Orada keyifli bir yürüyüş yaptık ve akşama doğru İzmir ve İstanbul'a evlerimize doğru yola çıktık.

2 yorum:

  1. Harika bir gezi olmuş. İstanbul'a yakın mesafede böyle güzellikler olduğunu öğrenmiş oldum:) ilk fırsatta gideceğim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle çok güzeldi. Ama yetersizdi zamanımız, tekrar tekrar gidilmeli:)

      Sil