Pazartesi, Mayıs 03, 2010

işini seven ve önemseyen biri olarak, tabii ki burada da işten bahsetmeyecek değilim.




çoğu insana göre şanslıyım; zira günde sadece 6 saatimi işyerimde geçiriyorum (gerçi ben genelde 7,5-8 saat kalıyorum). ayrıca hem insanlara yardım etmeme hem de kendimi geliştirmeme imkan sağlayan bir işim var.

işyerinde geçirdiğim zaman çok uzun olmamakla beraber, işim doğrudan doğruya insanların hayatlarının taa içine yönelik olduğundan işyeri dışındaki zamanlarda da zihnim işle meşgul oluyor. düşüncelerim gibi konuşmalarımın da epey kısmında yer alıyor işim. "insan kendini insanda tanır" ya hani, her danışandan sonra pekçok farkındalığım oluyor benim de kendimle, insanlarla, hayatla ilgili...

uzatmadan, bugün görüştüğüm bir ergen danışanımın cümlesini aktarmak istiyorum:
(dilerim etik ilkelere aykırı davrandığım düşünülmez)
"en büyük dileğim; evimizin büyük olması ve kardeşlerimden ayrı, sadece bana ait bir odamın olması ve onu gönlüme göre dekore edebilmek"
insanın içine dokunacak kadar naif bence, anlamlı değil bizler için ama, dokundu içime yine de..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder